Arkadaşlarınızın veya iki mü’min kardeşinizin arası açılsa ne yapıyorsunuz? “Bırakın nereye kadar giderse gitsin” mi diyorsunuz? Yoksa barıştırmaya, aralarını bulmaya mı çalışıyorsunuz?
Aralarını bulmaya çalışıyorsunuz mutlaka. Çünkü Allah’ın, Peygamberin emri bu. Biz de inanan insanlarız. Başka ne yapabiliriz ki? Bunun dışında yapılan her şey nefis ve şeytan hesabına geçer. Kur’ân buyurur ki: “Mü’minler kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete erişesiniz.”1
Allah Resûlü (a.s.m.), mü’minlerin kenetleşen, birbirlerine destek veren bir binanın kenetlenmiş taşları gibi olduklarını bildirir.2 Sevgide, şefkatte ve birbirlerine iyilik yapmakta bir vücudun organlarına benzetmiş, biri rahatsız olunca, diğer uzuvların onun acısını duyup, uykusuz kalıp, ateşine katıldıklarına dikkat çekmiştir.3 Ve mü’minin mü’min kardeşine üç günden fazla dargın durmasının da helâl olmayacağını bildirmişlerdir.4
Bu hakikatleri dile getiren Allah Resûlü (a.s.m.) Ashabı arasında bir problem çıktığında da hemen çözer, barıştırır, barışı sağlardı. Birgün Abdurrahman bin Avf Resûlullaha (a.s.m.) gelerek Hz. Halid’in Bedir Ashabına karşı kötü davrandığını söyledi. Resûlullah (a.s.m.) Hz. Halid’i çağırtarak, “Ey Halid!” dedi. “Bedir’de savaşanların hiçbirine karşı kötü davranma. Uhud Dağı kadar altın dağıtsan yine onların yaptıklarına ulaşamazsın” buyurdu.
Savunmaya geçen Hz. Halid de onların, aleyhinde konuştuklarını, kendinin de onlara karşılık verdiğini belirtti. Bedir Ashabını fedâkârlıkları, mertebeleri sebebiyle kollayan Allah Resûlü (a.s.m.) Hz. Halid’in de incinmemesini de istemiş, Ashabına, “Sakın Halid’e kötü söz söylemeyin. Çünkü o, Allah’ın, düşmanlar üzerine çektiği bir kılıçtır”5 buyurmuştu.
Bu olay bize Resûlullahın (a.s.m.) problemleri çözmede nasıl ilginç bir metod izlediğini göstermektedir. Kimseyi kırmıyor, incitmiyor, kimsenin derece ve mevkiini düşürmüyor; herkese lâyık oldukları mertebeyi veriyor, aralarını buluyordu.
Bu da Kur’ân’ın, “Mü’minler kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin” emrinin en güzel bir uygulaması değil mi? Devreye nefis ve şeytan girmez, arada ihlâs ve samimiyet olursa çözelemeyecek hiçbir mesele olamaz.
1. Hucurat Sûresi: 10.; 2. Buharî, Salât: 88; Müslim, Birr: 65; Tirmizî, Birr: 18.;
3. Buharî, Edeb: 37; Müslim, Birr: 66.
4. Buharî, Edeb: 57; Müslim, Birr: 25.;
5. Kenzü’l-Ummal, 7:138; İstiab, 1:409.
03.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|