Biri “halk” dedi mi başımı çeviririm.
Bir yerde “Halkımız çok bilinçsiz, çooook” sözünü işitsem, “halk” kelimesinde durup, ismim söylenmiş gibi bakar; “bilinçsiz” sözünde başımı önüme eğerim.
“Halkımız en doğru kararı verecektir” deseler, “Vereceğim değil mi? Evet evet, vereceğim” diye gururla söylenirim kendi kendime.
“Beni buraya halk getirdi” diyen popçuları izlerken, hayatımı film şeridi gibi gözlerimin önüne getirir, şöyle bir düşünürüm: “Hay Allah, neden böyle bir şey yapmışım ki?”
Birilerine “Halka inin, halka” diye bağırıyorlarsa, halka inmeyenlerin karşısında gayri ihtiyari başımı hafifçe yukarıya kaldırır ve elimle “in aşağı” işareti yaparım.
“Halk plajlara akın etti, vatandaş dışarıda kaldı” sözünü alnımda kara bir leke gibi taşır ve nerede bir vatandaş görsem, önünden yüzüm kızararak geçerim.
“Halkla kucaklaşmak” sözünü her duyduğumda kollarımı açarım.
Birisi için “Halkın diliyle konuşuyor” dense, gidip ondan dilimi almak ve “benim dilimi kullanmak için benden izin istedin mi?” diye sormak üzere harekete geçerim.
“Halka soralım” sözü en büyük stres kaynağımdır. “Acaba nereden soracaklar? Çalıştığım yerden sorsalar bari… Yanlış cevap verirsem ne olacak?” diye günlerce uykusuz kalırım.
“Halka” filmine bile, “Aaa bu filmi bana yapmışlar, izleyeyim bari” diye izlemiştim.
“Halka 2” çıkınca ise biraz bozulmuş; “Hep halka hep halka, yani hep bana hep bana olur mu? Biraz da vatandaşa film çekin. Zaten plajlara akın edip onları dışarıda bırakarak çok ayıp etmiştim” diye söylenmiştim.
“Halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik” suçu her işlendiğinde, biraz düşünüp ne zaman tahrik edildiğimi bulmaya çalışır, ama her defasında hiçbir şey bulamam.
“Cumhuriyet Halk Partisi”nde ise, ismim söylenmiş gibi duraklayıp etrafıma bakınırım. Sonra “İsim benzerliğiymiş” diye yoluma devam ederim.
Eminim “cumhuriyet” de aynı şeyleri yaşamıştır.
03.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|