Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Deniz Feneri'nin eğitim hizmetleri



Deniz Feneri Derneği'nin dâvetlisi olarak, geride bıraktığımız Mart ayının başında ve sonunda olmak üzere iki ayrı seyahatimiz oldu.

Seyahatimizin ilkini Batman ve çevresine yapmıştık. Son gezinin nihaî noktasını ise, Samsun'a bağlı Vezirköprü ilçesinin Kıranalan Köyü teşkil etti.

Batman'a yaptığımız seyahatin mahiyeti ile ilgili notları sizlere aktarmıştık. Kısaca hatırlatmak gerekirse: Deniz Feneri Derneği tarafından binlerce ilköğretim okulu öğrencisine muhtelif yardım malzemesi (okul ihtiyaçları, gıda, diş temizliği ürünleri, vs.) dağıtmış, sağlık taramaları yaptırmış ve iki anaokulu sınıfının da hemen bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir hizmet sunmuştu.

Bu yapılanlar, Deniz Feneri'nin eğitime yönelik büyük hizmet projesinin sadece küçük bir bölümünü teşkil ediyordu.

Benzer hizmetler, yurdun muhtelif bölgelerinde pekçok okulda gerçekleştirilirken, bir yandan da şiddetli ihtiyaç duyulan yerlerde (özellikle köylerde) donanımlı, pırıl pırıl okullar inşa ediliyor.

İşte, bu okullardan biri de, geçtiğimiz hafta sonu Vezirköprü'nün Kıranalan Köyünde inşası tamamlanarak hizmete sokuldu.

Köy, çok ücra bir yerde bulunuyor. Samsun merkezinden yaklaşık 200 km uzakta. Gide gide tâ Amasya ili sınırına vardık.

Okulun resmî açılış merasimi yapılacak diye, o gün köy yerinde tam bir bayram havası vardı. Köy halkı, kadını–erkeğiyle, genci–yaşlısıyla âdeta seferber olmuştu.

Zira, köylerine harikulâde bir hizmet gitmişti. Eskimiş, o ahıra benzeyen harabe vaziyetteki tek odalı köy okulu yerine, şimdi tam teşekküllü yepyeni bir okul inşa edilmişti.

Bu duruma sevinmeyip de ne yapsın köylüler... Üstelik, nisbeten fakir ve mahrumiyet yeri olan köy ahalisinin, bu vesileyle yolu da yapılmıştı. Yani, bir hizmet bir başka hizmetin yolunu açmış, bir kalite bir diğer kalitenin tetikleyicisi olmuştu. Böylelikle hayat, tam da yerinde güzelleşmiş, esasen mevcut olan güzelliğe yeni bir güzellik daha eklenmişti.

* * *

Açılış merasimine, çok kalabalık bir heyetle gittik. Ayrıca, merasime bölgenin hemen bütün askerî ve mülkî (garnizon kom. vekili, vali, kaymakam, belediye başkan vekilleri...) temsilcileri de iştirak etmişti.

Birkaç nüfuslu köye, şimdi de birkaç yüz kişilik misafir heyeti gelmişti. Her tarafta hummalı bir faaliyet vardı.

Köylüler, fakir oldukları halde–Allah ne verdiyse—önceden birtakım hazırlıklar yapmıştı. Kimi semaverini alıp gelmiş, misafirlere çay ikram ediyor, kimileri de kazan kazan pişirmiş oldukları yemek hizmetiyle uğraşıyordu. Dolayısıyla, herkes halinden memnun bir vaziyetteydi.

Köy kadınları, bir kenarda toplanmış halde, protokol heyetini ve yapılan konuşmaları ölçülü bir mesafede durarak takip etti. Köylerine yapılan bu hayırlı hizmeti tebrik ve duâ ile alkışlıyorlardı.

Bu arada, Deniz Feneri Derneğinin temsilcileri ve özellikle derneğin genel başkanı sayın Engin Yılmaz'la da görüş alış verişinde bulunduk. Eğitim alanındaki hizmet ve faaliyetlerinin–en ücra köylere varıncaya kadar–yurdun hemen her tarafında hummalı bir şekilde sürdüğünü ifade ettiler.

Biz de, "hayatı yerinde güzelleştirmek" mânâsındaki bu hizmetlerini yürekten tebrik ediyor ve hayırlı çalışmalarında muvaffakiyet temennisinde bulunuyoruz.

Tarihin yorumu

Danıştay'ın 140. yılı

Bugün ismi Danıştay olan devlet kurumu, Şurâ–yı Devlet ismiyle bundan tam 140 yıl önce bugün kuruldu.

Şurâ'nın toplanması ve resmî açılış merasiminin yapılması, ancak 10 Mayıs 1868 günü mümkün olabildi.

Sultan Abdülaziz'in padişah, Ali Paşanın ise sadrâzam olduğu dönemde kurulan Şurâ–yı Devlet'in ilk başkanlığını sonradan sadrâzamlık makamına kadar çıkacak olan Mithat Paşa yaptı.

Mahallinden seçilerek gelen ve hemen her unsuru temsil eden Şurâ'nın üyelerine, o tarihlerde "meb'us" deniliyordu.

Meclis'in açılış merasimine katılan Sultan Aziz'in uzun bir konuşma yaptığı ve özetle şunları söylediği kaydediliyor: "Bu yeni teşkilât, kuvvetler birliği yerine, kuvvetler ayrılığı esasına dayanıyor. Yürütme kuvvetinin, adliye, diniye ve teşriîye kuvvetinden (kànun) ayrılması gibi..."

Osmanlı Devleti süresince 48 devlet adamının başkanlığını yapmış olduğu Danıştay'da, Cumhuriyet döneminde ise, bugüne kadar 20 başkan görev yaptı.

01.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (31.03.2008) - Yakın tarihin yalanları

  (29.03.2008) - Uygun adım dersleri

  (27.03.2008) - Benzemek yetiyor mu?

  (27.03.2008) - Benzemek yetiyor mu?

  (26.03.2008) - Kavga siyaseti ile nereye kadar?

  (25.03.2008) - Bediüzzaman'ın Nevrûz'u

  (24.03.2008) - Siyaset değirmeni öğütüyor

  (23.03.2008) - Azami zıtlıklar

  (21.03.2008) - Kim daha Kemalist?

  (20.03.2008) - Siyasî belirsizlik

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri