24 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Âyetü’l-Kübrâ’nın bir hülâsası


A+ | A-

Mahmut Bey: “Emirdağ Lâhikası’nın 78. Sayfasında geçen ‘Arabiyyü’l-İbâre’ nedir? Hangi ibâre kastediliyor?”

Bahsettiğiniz mektupta Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, takrîben 1943 yılı Ramazan ayında telif edilen Âyetü’l-Kübrâ’nın bir hulâsası olan Hizb-i Nûriyeyi okuduğunu; bunun bir saatten fazla çektiğini; o hülâsanın da bir hulâsasının, on-on beş dakika zarfında yine Ramazan ayında tezâhür ettiğini; bu Hülâsatü’l-Hülâsa’nın, okunduğu takdirde bütün Âyetü’l-Kübrâ’yı okumuşçasına bir îmânî inkişaf veren ve “Bir saat tefekkür, bir sene ibâdetten hayırlıdır”1 hadîsinin sırrına mazhar iki veyâ üç sayfalık bir “Arabiyy’ül-İbâre” olduğunu kaydeder. Üstad Hazretleri bu parçanın tesbîhâttan ve duâdan sonra otuz üç defa “Lâ İlâhe İllallah” kelimesinin yerinde, yalnız sabah namazı tesbîhâtında mânâsını da düşünerek okunmasını tavsiye eder.2

Aynı eserin bir diğer sayfasında Bedîüzzaman Hazretleri, Âyetü’l-Kübrâ’nın bir özeti olan Hizb-i Nûriye’nin, otuz üç Tevhid mertebesinde, otuz üç küllî lisan ile tezâhür eden hulâsasından; ruha, hayâle ve kalbe genişlik, derinlik, açılım ve inkişaf veren “Lâ İlâhe İllallah” şehâdetini okuduğu vakit, otuz üç küllî dilde azametli bir Tevhîd hissettiğini; bunun bir geniş îzahı olan Âyetü’l-Kübrâ Risâlesinin ruhlara güneş gibi îman nurlarını telkin edebileceğini beyan eder.3

Diğer bir sayfada ise, Hizb-i Nûriye’nin bir Hülâsâtü’l-Hülâsa’sı hükmünde olan otuz üç Tevhid kelimesini namaz tesbîhâtında eskiden beri okuduğunu; burada, kâinâttan muhtelif mahlûkât tabakalarının hâl diliyle söylediği otuz üç mertebe “Lâ İlâhe İllallah” kelimesinin, onların dilinden, söz diliyle ifâdelere döküldüğünü kaydeder.4 Üstad Saîd Nursî; “Bir saat tefekkür...” hadîsinin sırrını taşıyan Âyetü’l-Kübrâ’nın mertebeleri anlaşılırsa, bu Hülâsâtü’l-Hülâsa’nın da anlaşılacağını; Arapça bilmeyenlerin bir kaç defa bu ikisine (Âyetü’l-Kübrâ ile Hülâsâtü’l-Hülâsa’ya) berâber bakması halinde bu Arapça Hülâsâtü’l-Hülâsa’yı tam anlayacağını; bizzat kendisinin yirmi dört saatte bir defa sabah namazının tesbîhâtında veya en ziyâde ihtiyaç hissettiği her zamanda okuduğunu; bu ibârenin ulvî bir inşirah verdiğini ve her usancı izâle ettiğini beyan eder.5 Yine “Hülâsâtü’l-Hülâsa”yla ilgili olarak şöyle bir ifade de kaydetmiştir: “Arasıra, bazı vakitte mütefekkirâne (tefekkür ederek) okunsa güzel olur, imana kuvvet verir.”6

Cevşenü’l-Kebîr içerisine derc olunarak basılmış bulunan Hülâsâtü’l-Hülâsa’yı (çok küçük bir numûne olsun diye) özetleyecek olursak: Göklerin, yıldızların, güneşlerin, ayların ve gezegenlerinin dilleriyle; atmosferde bulunan bulutun, rüzgârın, şimşeğin, gök gürültüsünün ve yağmurun dilleriyle; san'atlı bir biçimde elementlerle yaratılmış olan toprağın, demirin, suyun, havanın, bitkilerin, hayvanların ve insanların dilleriyle; yer kürede bulunan canlıların dilleriyle; denizlerin, çeşmelerin, çayların dilleriyle; dağların, vâdilerin, sahrâların dilleriyle; bütün Peygamberlerin dilleriyle; salih insanların dilleriyle; meleklerin ve rûhânîlerin dilleriyle; semâvî kitapların dilleriyle; Hazret-i Muhammed’in (asm) kemâlâtının ve mu’cizelerinin dilleriyle; Kur’ân âyetlerinin dilleriyle; bütün kâinât kitâbının dilleriyle; Allah’ın sıfatlarının, isimlerinin ve fiillerinin dilleriyle şehâdet ederim ki: Kemâlât, Kibriyâ, Azamet, Hâkimiyet, Âmiriyet, Rubûbiyet, Ulûhiyet ve Fettâhiyet Sahibi olan Allah’tan başka İlâh yoktur!

Verdiğiniz sayfadaki “Arabiyyü’l-İbâre” tâbirinin, Âyetü’l-Kübrâ’nın Arapça olan Birinci Makamı içerisinde husûsî bir şekilde derc olunan ve zengin bir Tevhid virdi olarak Cevşen içerisinde yer verilen “Hülâsâtü’l-Hülâsa” olduğu anlaşılmaktadır.

Dipnotlar:

1- Keşfü’l-Hafâ, 1/1004.

2- Emirdağ Lâhikası, s. 83.

3- A.g.e., s. 62.

4- A.g.e., s. 82.

5- A.g.e., s. 83.

6- Büyük Cevşen ve Türkçe Açıklaması, s. 221, Yeni Asya Neşriyat.

24.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.10.2009) - Allah (cc) neden yemin eder?

  (22.10.2009) - Kader ve ölüm

  (21.10.2009) - Onuncu Söz’de Haşir

  (20.10.2009) - Evlilik üzerine sorular

  (18.10.2009) - Küreleri yutan zerreler

  (17.10.2009) - Varlıklar Allah’ın varlığını bildirirler

  (15.10.2009) - Kur'ân'ın yüksek değerleri

  (14.10.2009) - Hadisi mânâ ile nakil

  (13.10.2009) - Cennete önce kimler girecektir?

  (12.10.2009) - Duâda ellerimiz neden semaya bakar?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.