30 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ahmet ÖZDEMİR

Ulu Cami’de mevlid dinlemek


A+ | A-

Ülkemizde bazı camiler diğerlerine göre farklıdır. Farklı olması büyüklüğü ile değil, merkezi olmasıyla ilgili olsa gerektir. Şehirlerimizin hemen hepsinde “Ulu Cami” vardır. Her şehirde görülen Ulu Camilerde genellikle eski zamanlarda Cuma namazları kılınırdı.

21 Mart 2010 Pazar günü Bursa Ulu Camii’nde bir “ulu kişi”nin (Bediüzzaman) mevlidini dinlemeye gittik. Daha önceki yıllarda da Bediüzzaman’ın mevlidini Van, Isparta ve Ankara gibi güzel şehirlerimizde dinlemek nasip olmuştu. O gün aynı heyecanı bir kere daha yaşadık.

Ulu Cami, Bursa’nın en görkemli camisidir ve en önemli tarihî yapılarındandır. Evliya Çelebi’nin ifadesi ile “Bursa’nın Ayasofya’sı”dır. Cami, Yıldırım Bayezıd tarafından 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Rivayete göre Sultan, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı kazanmak için Allah’a yalvarmış ve 20 cami yaptırmayı adamıştı. Zaferden sonra damadı Emir Sultan’ın teklifi ile 20 cami yerine 20 kubbeli tek bir cami yaptırmaya karar verdi. Cami, zaferden elde edilen ganimetler ile yaptırıldı.

Caminin içinde hat sanatının bütün güzellikleri yer almaktadır. Adeta bir hat sergisini hatırlatmaktadır.

Bediüzzaman Haftası dolayısıyla ilk defa geçen sene düzenlenen Bursa Bediüzzaman Mevlidine o zaman gidemediğime üzülmüştüm. Bu sene bir grup arkadaşla bir gece önce yola çıkmış, sabah ezanları semalarda yankılanırken Bursa şehrine girmiş ve Ulu Cami’ye ulaşmıştık. Bizim gibi değişik şehirlerden gelen gruplar Ulu Cami’ye kavuşmanın heyecanı ile camideki yerlerini alıyorlardı. Güzel sesli müezzinin okuduğu Yasin-i Şerif’in arkasından huşu ile sabah namazını eda ettik. Namazı müteâkip Ramazan hocanın rehberliğinde caminin tarihine birlikte yolculuk yaptık. Camiyi kitap gibi okuduk, sayfa sayfa...

Camiden çıkıp Yeni Asya Derneğinin misafirhanesinde sabah dersine yetiştik. Nur dersinin arkasından sabah kahvaltısını yaparken İzmir’den, Uşak’tan, Eskişehir’den, İstanbul’dan gelen kardeşlerle karşılaştık. Kısa süreli hasret giderdik.

Şehrin tarihi yerlerini hızlıca gezip öğle ezanından önce Bediüzzaman Mevlidini dinlemek üzere tekrar Ulu Camiye geldik. Cami içinde ve dışında gençlerimizin özveri ile koşuşturduklarını gördük. Öğle ezanı ile birlikte cami doldu. Öğle namazının arkasından il müftüsünün “Hoş geldiniz” konuşmasını dinledik. Sonra emekli müftülerimizden Yahya Alkın hocanın Risâle-i Nur ve Bediüzzaman eksenli konuşması mesaj yüklüydü. Yahya hoca konuşmasını, “Bediüzzaman’ı anmak, anlamak ve yaşamak” olarak özetliyordu. Bu hafta Bediüzzaman’ı anmakla yetmezdi. Anlamak ve onun Allah’ın izniyle ortaya koyduğu hakikatleri yaşamak gerekiyordu.

Ülkemizde mevlid denince ilk aklımıza Süleyman Çelebi’nin Hicrî 812 (M. 1409) yılında yazmış olduğu “Mevlid” (Vesiletü’n-Necât) gelmektedir. Süleyman Çelebi “Mevlid” manzumesini yazdıktan sonra, onun bu manzumesi bir gelenek olarak önceleri Peygamber Efendimizin (asm) doğum gecelerinde okunmaya başlandı. Bu gelenek yangınlaşarak günümüzde de ölüm, doğum, sünnet vs.’lerde mevlidler okutturulup yemekler ve şerbetler ikram edilmek tarzında devam etmektedir.

Süleyman Çelebi, Yıldırım Bâyezid’in divan imamlığında bulunmuştur. Daha sonra Bursa Ulu Cami’nin imamlığına tayin edilmiştir. Süleyman Çelebi’nin adındaki Çelebi kelimesi, kendisinin bilgin bir kişi olmasından dolayı kullanılmıştır. Süleyman Çelebi, Mevlid adlı eserini Ulu Cami’nin imamlığını yaptığı sıralarda tamamlamıştır.

Mevlid-i Şerif, Hz. Muhammed’in (asm) diğer peygamberlerden mertebe bakımından üstün olduğunu ifade etmek için kaleme alınmıştır. Rivayetlere göre Ulu Cami’de bir vâiz “Biz Allah’ın peygamberlerinden hiçbirini öteki peygamberlerden ayırmayız” meâlindeki bir âyeti tefsir ederken bu âyete dayanarak Hz. Muhammed’in (asm) diğer peygamberlerden üstün tutulmaması gerektiğini, hepsinin eşit olduklarını söylemiş. Cemaat arasında bulunan bir âlim ise bu vaizin ayetin tefsirinde hata yaptığını iddia etmiştir. Delil olarak Kur’ân’da bulunan “Biz bu peygamberlerin bazısını diğerlerinden üstün kıldık” ayetini göstermiştir. Camide o gün bulunanlar arasında bir ikilik çıkmıştır. Bütün bunlara şâhid olan Ulu Cami baş imâmı Süleymân Çelebi, bu olaydan dolayı çok duygulanmış ve meşhûr Mevlid-i Şerifini yazmıştır. Bediüzzaman mevlid konusunda özetle şöyle demektedir:

Mevlid-i Nebevî’nin okunması, çok faydalı ve güzel bir İslâmî adettir. Belki İslâm’ın sosyal hayatına gayet lâtîf, parlak ve tatlı bir sohbet vesilesidir. Aynı zamanda, iman hakikatlerinin ihtarı için en hoş ve şirin bir derstir. Belki, imanın nurlarını, muhabbetullah ve Nebevî aşkı göstermeye, harekete getirmeye en heyecanlı ve etkili bir vasıtadır.

Çünkü kâinat nevilerinin en mükemmeli hayat sahipleridir. İşte böyle bir Peygamberin mevlidini dinlemek, yani hayatını başlangıcından sonuna kadar işitmek, yani manevî tarihçe-i hayatını bilmek, o zâtı kendine reis, seyyid, imam ve şefaatçi kabul eden mü’minlere ne kadar zevkli, fahirli, nurlu, neşeli, hayırlı dinî yüce bir müsameredir.1

Biz de Bediüzzaman mevlidinde bu duyguları bir kere daha yaşadık. Camiden ayrılırken Nur talebeleri arasında “3. Bediüzzaman Mevlidi”nde buluşma dilekleri tekrarlanıyordu.

İkindi namazını müteakip Bursa’dan ayrılmak zamanı gelmişti. Bursa’da zamanımız bitmek üzereydi. Otobüsümüze bindiğimizde güzel sesi ve yorumuyla bizlere şevk veren İhsan Paşalıoğlu ağabeyle bir süre yolculuk yaptık. Eski zamanlara gidip marşlar ve ilahiler terennüm ettik.

Bediüzzaman bugünlerde ülkemizin her yerinde anılıyor, anlatılıyor. Cenâb-ı Hakk’tan bu güzel âdeti ebede kadar devam ettirmesini niyaz ediyoruz.

Dipnot:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 296z297




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

30.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (24.03.2010) - İman ve hürriyet mücadelesi

  (23.03.2010) - Bediüzzaman mânen yaşıyor

  (26.02.2010) - Kâinatın ölümü (kıyamet)

  (10.02.2010) - Vefatının 92. yılında Sultan II. Abdülhamid

  (01.02.2010) - Musafaha

  (21.01.2010) - Yaratılışla ilgili soru(n)lar

  (18.01.2010) - Şeytanlar niçin yaratıldı?

  (14.12.2009) - Bir harf kâtipsiz olamadığına göre...

  (07.12.2009) - İnsan, şu kâinat kitabını okuyor (mu?)

  (30.11.2009) - Gökyüzünde bayram mı var?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl