"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yalan dünya değil misin?

Abdil YILDIRIM
07 Mart 2017, Salı

Atlas ipek giyenler,
Hepsini soydu gitti, 
Tıka basa yiyenler,
Sanma ki doydu gitti.

A.Y.

Ey dünya, çekil yolumdan! Ruhlar âleminden yola çıkmış, rahm-ı maderden geçerek senin bağrına inmiş, oradan da bir süre oyalandıktan sonra ebed tarafına doğru gidecek olan bir yolcuyum. Sen ise, yolumun üzerindeki bir konaklama yerisin. Bir misafirhanesin. Ama insanları oyalamak için o kadar çok çeşitli ve çok güzel oyncakların var ki, gafil kalpler bunların gerçek ve ebedi olduğunu düşünerek bütün sevgilerini seni sevmek için kullanıyorlar. Yolculuğun diğer etaplarını unutup, senin yanında ebedi kalacaklarımış gibi yaşıyorlar. Sen de sahte bir sevgi ile onları bağrına basıyorsun.

Geçici güzelliklerinle insanları kandırdığını bilen  feraset sahibi insanlar sana “Yalan Dünya” demişler.  Geçici olduğun için de, “Fani Dünya” diyenler olmuş. Gerçekten de sen de benim gibi fânisin. Yaşın milyarlara varsa da, bir gün gelecek senin de ömrün tükenecek. Seni ısıtan güneş, tavanında nurlu bir kandil gibi parlayan ay ve etrafında ışıldayan diğer yıldızlar ve güneşlerle birlikte birgün  sen de yok olacaksın. Yani sen de benim gibi fânisin. Halbu ki benim Üstâdım, “ faniyim, fani olanı istemem” diyor. Öyleyse, ben de seni istemiyorum. Ben, bütün duygularımın ebediyen tatmin olacağı ebedi bir âleme yönelmişim. Sahte sevgililerle beni oyalamaya, yolumdan eylemeye çalışma. Ey dünya, çekil yolumdan. 

Yunus Emre’nin dediği gibi:

Yürü yürü yalan dünya,
Yalan dünya değil misin?
Yedi kez boşalıp yine,
Dolan dünya değil misin?

Ne insanlar geldi geçti üzerinden. Firavunları bağrında barındırdın. Senin haşmetli cazibene kapılarak kendilerini tek hâkim güç zannettiler. Gök yüzüne merdiven dayayıp ilâhlık iddiasında bulundular. Ama bir sineğe mağlup olarak göçüp gittiler. 

 Ne sultanlar geldi geçti üzerinden.  Kendilerini saltanatın cazibesine kaptırıp, misafir olduklarını unuttular. Saltanatlarının ebediyyen   devam edeceğini zannettiler.  Ama görüldü ki, ne sultanlar ölümsüz, ne de saltanatları edebî imiş.

 Askerlerinin çokluğuna, hazinelerinin zenginliğine, topraklarının genişliğine bakarak, “Acaba bu devlet yıkılır mı?” diye soranlar olduğu gibi “ bu dünya bir padişaha çok, iki padişaha az gelir” diyenler de oldu. Ama onlar da sonunda bir mezarlık paylarına razı olup göçüp gittiler.  Geride türkülere ve ağıtlara yansıyan hüzünlü ezgiler bıraktılar. Benim gibi bir âcizin ise, geride bırakacağı hiçbir şeyi bulunmuyor. Aczimden başka sermayem yoktur. 

 Ey dünya, ömür sermayem, çok az, yapmam gereken lüzumlu işler ise pek çoktur. Bana faydası olmayan, uzun yolculuğumda işime yaramayacak olan ve bana ayakbağı olmaktan başka bir işe yaramayan  meşguliyetlerle beni oyalama. 

İşim acele, çekil yolumdan.

Okunma Sayısı: 3558
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rüstem Garzanlı

    7.3.2017 10:02:58

    "İşim acele, çekil yolumdan." Abdil ağabey, bu veciz ve güzel söz, kalem ve kelâmınıza uygun bir yazı başlığı olabilir. Bendeniz şair değilim ve fakat siz şair olduğunuz için kırık kalemimle yazınıza bir dörtlük ile yorum yapmak istedim. Yazılarında ne ticaret var, ne de siyaset, Mahz-ı adalettir efkârın ve manevî ticaret, Kelâmından hoşnutuz, sofranda var ühüvvet, Mir'atın pür ziyadar, meşrebindir muhabbet..... Selâm ve muhabbetle...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı