Dijital, video, onlıne dersler ve sair programlara çok ehemmiyet vermeliyiz.
Zira, görüyoruz ki, koronadan sonra büyük çapta dijital hayat geliyor: E-ticaret, okullarda onlıne dersler, akıllı evler, e-gazeteler, evlerin ofis haline getirilmesi ve dahi resmî işler de büyük çapta evlerden yapılacak…
Yazarlık, gazetecilik gibi işler de sonunda, bayrak gençlere devredilecek. Dolayısıyla onlar hassasiyetle ve çok donanımlı olarak yetişmeli… Zira, “Eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl...” (Bediüzzaman, Münâzarât, s. 52)
Diğer taraftan Bediüzzaman, “küresel büyücüler, sihirbaz diplomatların”, medyayı, onların da ferd, aile ve toplumları ve bilhassa siyasetçileri sihirlediklerini Şuâlar isimli eserinde nazara verir.
Felak Sûresi’ni tefsir ederken, “Enneffaseti fil’ukedi/düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden” âyetinden, “sihirbazların, küresel büyücülerin” medya vasıtasıyla sübliminal telkinle, toplumu nasıl sihirlediklerine dikkat çeker: “Maddî ve mânevî şerlerini, siyasî diplomatların, radyo diliyle herkesin kafalarına sihirbaz ve zehirli üflemeleriyle ve mukadderat-ı beşerin düğme ve ukdelerine gizli plânlarını telkin etmeleriyle bin senelik medeniyet terakkiyatını vahşiyâne mahveden şerlerin…” (Bediüzzaman, Şuâlar, Enstitü/internet, s. 243)
Peygamberimizin (asm), “Bir kötülüğü gördüğünüzde elinizle, elinizle düzeltemezseniz dilinizle, dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğz edin. Bu da imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, İman, 78) mesajını yerine getirmek için her türlü meşrû vasıtayı kullanmakla mükellef değil miyiz?
Ve tebliğ vazifemizi yapmak için mutlaka yeni hale, gelişmelere hem kendimizi, hem çoluk-çocuğumuzu hazırlamalıyız. Evet, çocukların, gençlerin, yaşlılarımızın bile ellerinde kameralı telefonlar vardır.
Çocukları, gençleri Küçük Sözler’den, Can Kardeş’te neşredilen Risale-i Nur pasajlarını kamerada ders yapıp anne-babalarına, arkadaşlarına gönderebilirler. Bu yaşta iman, Kur’ân hakikatleriyle, Risale-i Nur’la haşir, neşir ve meşgul olurlar. Hem de istidatlarını ortaya çıkarırlar tecrübe kazanırlar.
Dijital hayat, 21. yüzyılın kaçınılmaz bir dönüşümüdür. Buna ayak uydurabilenler ve kendilerini yenileyenler ancak ayakta kalabilir ve hizmet edebilirler.