"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ey 2024'ün hayvansever hayvan hakları savunucuları!..

Ali FERŞADOĞLU
14 Ağustos 2024, Çarşamba
Hayvan hakları hakkında kanunların çıkarıldığı 2024 Türkiye’sinde ve dünyada köpek, kedi, ve av hayvanları katliamları devam ederken 1400 yıl geriye, miladî 11 Ocak 630’a gidelim; gördüğümüz tüm insanlığın vicdanını harekete geçirecek dünya ve ukba çapında bir tablodur:

Muhammed-i Arabî (asm) 10 bin kişilik ordusuyla Mekke’nin fethine giderken yolun üzerinde süt emen yavrularını korumak için hırlayan bir köpek gördü. Şefkat abidesi Allah’ın elçisi, Cuayl bin Suraka’ya, ordunun tamamı geçinceye kadar o köpeğin başında nöbet tutmasını, onu ve yavrularını korumasını emretti.”1

Peygamberimizin (asm) varisi ve Asr-ı Saadet merhamet, şefkat duygusunu çağımıza taşıyan Bediüzzaman (ra), sineklerin, balıkların rahatsız edilmemesini, kertenkele gibi hayvanların ifna edilmemesini, “Bu hayvanların yaradılış hikmetleri ta’dad (saymak) ile bitmez” diyerek talebelerine akıl ve vicdanlarına hitap ederek anlatır ve ikna edermiş. Değil köpekleri öldürmek, gıybetlerini etmekten dahi men etmişti. Hepimize, bilhassa hayvan hakları savunucularına verdiği dünya çapındaki ders şöyle:

Talebelerin cami odasında kavurmaları vardı. Bir gün kapıyı açık bırakılır. İçeri giren bir köpek kavurmaları yemiş. Bir tertiple köpeği tekrar celbedip, sopa ile döveceklerdi. Üstad Bediüzzaman bunu öğrenince, onları vazgeçirmek istedi. Molla Resul, “Seyda biraz kıymamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki, yiyelim. Halbuki bir köpek gelerek hem kıymayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Nasıl biz onu dövmeyelim?’ diye mazeretlerini söyler. Üstad:

“Molla Resul, senden soruyorum; vicdanen söyle, sen aç kalsan, paran da olmasa, bir şey almaya gücün de olmasa, nihayet açık bir yerde bir et bulsan; yer misin, yemez misin?’ diye konuştu.

Molla Resul, Üstad’ın bu konuşması üzerine cevaben: ‘Evet, yerim Seyda!’ dedi. Üstad tekrar buyurdu ki: “Bu hayvandır, aklı yoktur. Haramı-helali bilmiyor. Elbette açık kapıdan girip, kavurmalarınızı yemiş. Bundan dolayı cezaya müstehak mıdır?”

Molla Resul ve arkadaşları, “Köpekte kabahat yoktur’ diye kabul ettiler. “Madem öyledir. Bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helal edin!” dedi.”2

Dipnotlar:

1-EbûAbdillâh Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-Vâkıdî, Kitâbu’l- Megazi, C. II, s. 225.; 2-Son Şahitler, 1. Cilt, 115.;

Okunma Sayısı: 2029
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı