Olumsuz duyguları mecralarına yönlendirir, tehlikelerinden sakınma mahareti de kazanabiliriz. Kalpten başka “akıl, ruh, sır, nefis” gibi mevcut olan bütün duygu, his ve lâtifeleri (enerji boyutlarını) de geliştirip yönlendirebiliriz. 

Peygamberler mucîze, veliler de keramet, duygu yoğunluğuna giren insanlar ise olağanüstü alışkanlık/âdet olarak uzaktaki insanlarla iletişim kurmayı insanlığın hayatına sokmuşlardır. On ikinci yüzyılda Boirac ve Liebeault isimli araştırmacılar, diğer insanlarla uzaktan iletişim kurmayı sağlayan bir enerjinin varlığını tesbit etmişlerdi.

İşte, bu sistemi kullanan İngiliz ve ABD’li ilim adamları, insanın aklından, zihninden geçenleri okuyan bilgisayar geliştirdi. Bilgisayar bir kamera vasıtasıyla insan aklından geçenleri, hislerini ele veren mimiklerini analiz ederek tesbit ediyor. Yeni teknolojinin şimdilik yalnızca 24 yüz hareketini tanıyacak şekilde programlandığı bildirildi. Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Peter Robinson ve meslekdaşları, düşünceleri okuyan bilgisayarları, insanların sürücülük yeteneğini arttırmadan reklâmcılığa kadar çeşitli alanlarda kullanılabileceğini düşünüyorlar. 

Robinson: “Öyle bir bilgisayar hayal edin ki, size bir şey satmak için en doğru ruh halinizi yakalasın... Araştırmamız, internette reklâmları halet-i ruhiyenize göre biçimlendirmesini sağlayabilir” dedi. 

Elbette insan kalbi, beyni ve duyguları asla bir bilgisayarla kıyaslanamayacak muhteşem bir yapıdadır. İnsan kalbini ve beynini işletirse, insanın bütün düşüncelerini okuyabilir, bütün hareketlerinin kaynağını algılayabilir! İşte, zihin okuyan bilgisayar, insan zihninden geçenleri okuma ve haberleşme kerametinin bir kesitinin teknolojiye uyarlanmasıdır.