Bediüzzaman, cehaletimizi nasıl gideriyor; İslâm toplumunu bilgi seviyesine nasıl çıkarıyor?

“Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.” (Bediüzzaman, Lem’alar, s. 171)

“Anlayarak ve kabul ederek okumak” ne demektir? Zihnini, gönlünü Risale-i Nur’a ket vurmamak, açmaktır. İslâm toplumunu bir senede nasıl “bilgi toplumu” seviyesine çıkarıyor? Evet, Risale-i Nur bir tefsirdir. Ama, sıradan, klâsik değil, ispata dayalı, bir tefsirdir.   

Dünya çapında söz sahibi bir âlim ve mütefekkir olan Bediüzzaman, bazı ilim adamlarımızın da dikkat çektiği, “İslâmın kendi değerlerini esas alan kavram ve teoriler geliştirip” başta iman esasları olmak üzere, İslâm şartları, ahlâkının fonksiyonlarını bütün yönleriyle ortaya koydu. 

Risale-i Nur baştan başa insanı ve duygularını tahlil eder. Ve başta insan ruh ve duygularını ve birçok hakikati keşfeder.

- Altı iman rüknünü, bütün alt başlıklarını psiko-sosyal bütün boyutlarıyla ele alır, ispat ve izah önemli ve orijinal keşiflerde bulunur. 

- İslâmın şartlarını, ahlâkı, ukubatı bütün alt başlıkları ve psiko-sosyal boyutlarıyla ele alır, ispat ve izah eder, keşiflerde bulunur. 

- Sosyal, manevî ve İslâm ilimleri literatüründe geçen bütün kelime ve mefhumları kullanır bütün boyutlarıyla ele alıp hakikatlerini izah ve ispat eder.  

- Materyalizm, Darwinizm, Freudizm, deizm, ateizm, feminizm gibi bütün seküler felsefeleri çürütür, yerle bir eder.   

- Bütün sorularımıza doğru, mukni cevaplar verir. Bütün müşküllerimizi, problemlerimizi halleder. Ve halletmenin formüllerini verir. 

Ve özellikle İlâhiyatçılara bir çağrısı şu: “Madem şimdi ehl-i imanın tabakatını, avamdan havassa kadar, maruz kaldıkları evham ve şübehattan kurtarmak çaresini bulduk; o ulema ya daha kolay bir çaresini bulsunlar veyahut bu çareyi iltizam edip ders versinler, tarafdar olsunlar.” (Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, Yeni Asya Neşr., s. 723)