"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neden siyasete bakışlar farklı?

Ali FERŞADOĞLU
24 Kasım 2022, Perşembe
İçtimai, siyasi meseleleri müzakere ettiğimiz gruptan bir kardeşimiz, “Başkaları da Risale-i Nur’u okuyor. Ama, onlar sizin gibi düşünmüyor! Yanlışlık kimde?” diye sordu.

Aziz kardeşim! Herkes bir iddiada, bir yorumda bulunur. Gerçekten kimin isabetli, kimin isabetsiz olduğunu anlamakta samimi olan her iki iddia sahiplerini mihenge vurur. Zira; 

“Hiçbir müfsid (bozguncu), ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür (yanlışı doğru zanneder). Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz.” (Münâzârât, Enstitü/İnternet, s. 49.) 

Devamında da şu ölçü var: “Hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir. Fakat şu hüsn-ü zannınızı kabul etmem. Zira bir müfside, bir dessasa hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız.”  

Bediüzzaman’ı mihenge vuruyorsak, elbette herkesi vurmalıyız! Mihenk, senin benim aklım değil, Kur’an ve Sünnet-i Seniyyenin en muhteşem tefsiri Risale-i Nur’dur. Herkes iddiasına karşı delil ve belge, yani, kitap ve sayfa numarası verebilmeli. Münazarat, Sünühat, Divan-ı Harb-i Örfi, Hutbe-i Şamiye ve Mektubat’tan-lahikalar 27. Mektub’tur-delil gösterilmeli. Veya müceddidi siyasetin ana parametrelerinin toplandığı Beyanat ve Tenvirler’den… 

“Peki, niye onlar farklı yorumluyor?” Birçoğu bahsi geçen kitapları okuyor mu? Bizde ise ferden ferda veya meşveretlerde, müzakere ve münazara ile tahlil ve kritiği yapılır. Ve ennihayet her kademede meşveret edilir.  

“Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir.” (Lem’alar, s. 171.) Buna göre, büyük kısmı mezkür eserleri tam okumuyor olabilir. Okuyanların bir bölümü anlamıyor, anlayanlar ise, kabul etmiyor olabilir. 

Demek ki, “okumak” başka, “anlamak” başka, “kabul etmek” ise bambaşkadır. Bunu tahkik etmek ise, herkesin vazifesi. 

Okunma Sayısı: 1510
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Umut

    24.11.2022 13:41:52

    Kiymetli köşe yazarı. Allah senden razı olsun.

  • Cenk Çalık

    24.11.2022 09:04:40

    "Demek ki, “okumak” başka, “anlamak” başka, “kabul etmek” ise bambaşkadır. Bunu tahkik etmek ise, herkesin vazifesi. " Bu cümle mevzunun en can alıcı noktası. Demek ki üç durum var. Bu durumları göz önünde tutmak gerekiyor...

  • S.topuz

    24.11.2022 07:24:58

    Kimin haklı, kimin haksız olduğunu ZAMAN gösterip İSPAT ediyor. Her zaman olduğu gibi yani. Lakin "ATI alan ÜSKÜDARI GEÇMİŞ OLUYOOOR." Bizlere de "Yine KANDIRILDIK" demek düşüyor, Vesselam. Cenabu Allah c.c Basîretimizi ziyade etsin, sıradı MÜSTEGÎM ihsan etsin inşaallah. Amiiin.

  • Mehmet Türeli

    24.11.2022 06:01:08

    Bir insan iki tarafi mihenge vuramazsa da zamana bırakır çünkü zaman en büyük müfessirledir. 1980 darbesini büyük bir kurtarıcı olarak görüp cemaatı bölenler zaman geçince haksız olduklarını anladılar. Terazimiz bu hassasiyeti ölçemezse gelecek zaman ölçeçektir

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı