"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Nefis, hevâ, vehim” nasıl aldatır?

Ali FERŞADOĞLU
06 Aralık 2021, Pazartesi
Risale-i Nur okudukları halde içtimaî/siyasî hayatta savrulmanın sebebi nedir? Nefsi, duygusal boyutlarının devreye girdiğini teşhis eder Bediüzzaman: “Herkeste nefs-i emmâre bulunur. Hissiyat-ı nefsiye damarlara ilişir, bir derece hükmünü kalb, akıl ve ruhun rağmına olarak icra eder… Nefis ve hevâ ve his ve vehim bazen aldatıyorlar.” (Lem’alar, s. İnternet, 170)

●  Nefis: Şer, günah, hatalara sebep olan kötü huy ve isteklerin tamamı. Kişi, Risale-i Nur’un siyasî meselelerini aklî, mantıkî kriterlere vurmaz, nefsi hareket eder; aldanır.  

●  Hevâ: İstek ve arzular. İslâm literatüründe akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzu ve isteklere karşı eğilim... Fert, kendi arzu ve isteklerine göre hareket eder. Siyasete uyarlarsak; taraf olduğu partinin-özellikle siyaset bilimi altyapısı ve yaptırım gücü olmadığı halde “hevası” başarılı olmasını ister, arzu eder ve destek verir. Sonuç, aldanma, aldatma!  

●  His: Duygulara dayanan, hissî durum. Şuursuzca davranış. Duyularımızla algılar, beyin ve kalbimizle idrak eder, akıl ve şuurumuzla tahlil ve sentez yaparız. Şuur, varlıkları ve hadiseleri düşünerek anlama, idrak etme, inceliklerini kavrama ve fark etme melekesidir. Şuurlanma; “uyanıklık ve dikkat; çevreden gelen mesajları kabul ve idrak; idrak edilenlerin kalitelerini fark etme; haberdar olduğu şeylerden de haberdar olma” hâlidir.  

Şuurluluk, yalnız “bilinçli” olmak veya bilmek değil­; muhakeme, sentez, tahlil, te’lif yapabilme kabiliyetidir. Buna muayyen bir zaman içinde insanın kendisinden ve çevresinden doğru haberdar olması hali de diyebiliriz. İşte his, bunları yaptırmaz. Hissi davranan siyasî hadiseleri de tahlil edemez. Sonuç hüsran! 

● Vehim: “Kuruntu, zan, tahmin” ve iç algı gücü ve kuruntu anlamında, psikolojik hal, aynı zamanda hadis ve felsefi terim. “İnsanın hatırına düşen, aklına gelen şey; doğru zannederek bir şeyi yanlış yapmak, yanılmak” anlamlarındaki vehmin çoğulu evhâmdır.”  

Olmadığı ve olamayacağı halde öyle zannetmek. Meselâ, müstebit AKP’nin hürriyetçi, demokrat olduğunu, darbeler anayasını değiştireceğini, dindar gençlik yetiştireceğini, ekonomiyi düze çıkaracağını vehmedilmesi.

İşte, “nefis, hevâ, his, vehim” ile sağlıklı karar veremez ve aldanır. Ve aldatır. Ve savrulur.

Okunma Sayısı: 1668
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mustafa

    6.12.2021 21:13:46

    Acibdir ki; o vakit ben, Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye âzası idim. Güya Ehl-i İslâm’ın yaralarını tedaviye çalışan bir hekim idim. Halbuki en ziyade hasta ben idim. Hasta evvelâ kendine bakmalı, sonra hastalara bakabilir. Sizi okuyunca bu yazı aklıma geldi... Olmadığı ve olamayacağı halde öyle zannetmek. Meselâ, müstebit AKP’nin hürriyetçi, demokrat olduğunu, darbeler anayasını değiştireceğini, dindar gençlik yetiştireceğini, ekonomiyi düze çıkaracağını vehmedilmesi. İşte, “nefis, hevâ, his, vehim” ile sağlıklı karar veremez ve aldanır. Ve aldatır. Ve savrulur. Siyasetin ve tarafgirliğin tam ortasında merkezinde olup ...millete siyasi içtimai pusula olmaya çalışmak....

  • H.ibrahim Karahan

    6.12.2021 13:54:15

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı