Çocuklarımıza ulaşmada problem yaşamamızın sebebi, “Bu müthiş (ahir zamanın son dilimi) zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve şiddetli tazyikat karşısında ve savletli bid’alar, dalâletler (sapkınlıklar) içerisinde”, ifsat, ahlâksızlık ve inkâr devrinde yaşamamızdandır!
Öyle ise, dünya ve sonsuz hayatın mutluluğunu kazandıracak olan iman ve İslâm’ın şartlarını bütün boyutlarıyla ispat ve izah eden Risale-i Nur’u mutlaka okumalıyız.
Çünkü, “İmân hem nurdur, hem kuvvettir. Hakikî imânı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir.” (Sünûhat, s. 284)
Evet, kendi kendisinin hocası olan Risale-i Nur’u okumalı. Şüphe ve vesveseleri izale için “Herkese güzelce ders verir. Nurlar’la ya okumak veya okutmak… suretindeki meşguliyet, tecrübelerle kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor.” (Şuâlar, s. 418)
Risale-i Nur’u nasıl okumalı? Birinci kural: Her zaman Kur’ân’ı okumalıdır, ta o nimetin küllî şükrünü edâ ve o nimeti idame etsin.” (Kastamonu Lâhikası s. 46)
Risale-i Nur’u “Merakla okumalı.” (Lem’alar, s. 366) Dikkatle okumalı. (Bediüzzaman, Mektubat, s. 480) Beraber okumalısınız.” (Barla Lâhikâsı s. 192)
Risale-i Nur’u “gazete gibi okumayınız.” (Mektubat, s. 46) “anlayarak ve kabul ederek...” okuyunuz. (Lem’alar, s. 171) Daima okuyunuz... (Barla Lâhikası 43)
Meyvenin Dördüncü Meselesini çok defa okuyunuz; kuvve-i maneviyeniz kırılmasın. (Emirdağ Lâhikâsı, s. 40) Ey kardeşlerim ve ey halifeler, tarikatın ve hakikatin müntehasını anlamak isterseniz, Risaleleri ciddiyetle okuyun. Bâlâdaki zatların arkasında gidersiniz ve yüksek imanlarına yaklaşırsınız.
Ey ehl-i tarikat kardeşlerim, bilhassa sizlere çok rica ediyorum, Risaleleri bir defa okuyunuz. Risaletü’n-Nur ve Mektubatü’n-Nur’un herbir satırında, bir kitabın tesirini bulamazsanız, bana ne derseniz deyiniz, kabul ediyorum. Tekrar çok tavsiye ediyorum, okuyun, okuyun. Okudukça, Risaleler feyzâver nurları saçıyorlar. Okudukça iştiyak getiriyorlar, usanç vermiyorlar. Başka kitapları bir-iki defa okusan, insana usanç veriyor. Halbuki Risaleler öyle değil, okudukça başka başka iman halleri telkin ediyorlar. (Barla Lâhikası, s. 102)