Okuyucumuzun “Üstadımızın gördüğü meşhur rüyada, ‘Uyandım, anladım ki, bir büyük infilâk olacak. O infilâk ve inkılâptan sonra, Kur’ân etrafındaki surlar kırılacak.’ diyor. Bu surlar ne idi?” sorusunun cevaplarına devam ediyoruz:
Hilâfet bir surdu, yıkıldı. Müslümanların ittihadını sağlıyordu.
“Şu inkılâb-ı azîmin temel taşları sağlam gerek. Şu meclis-i âlinin şahsiyet-i maneviyesi-sahip olduğu kuvvet cihetiyle-mânâ-yı saltanatı deruhte etmiştir. Eğer, şeâir-i İslâmiyeyi bizzat imtisal etmek ve ettirmekle mânâ-yı hilâfeti dahi vekâleten deruhte etmezse, hayat için dört şeye muhtaç, fakat an’ane-i müstemirre ile günde laakal beş defa dine muhtaç olan şu fıtratı bozulmayan ve lehviyat-ı medeniye ile ihtiyacât-ı ruhiyesini unutmayan bu milletin hacat-ı dîniyesini meclis tatmin etmezse, bilmecburiye mana-yı Hilâfeti, tamamen kabul ettiğiniz isme ve lâfza verecek…” (Bediüzzaman, Beyanat ve Tenvirler, Enstitü/internet, s. 130)
Şeair-i İslâmiye olan dinî hükümler, tesettür, cami, minare gibi İslâm sembolleri birer surdu; İslâmı tebliğ ediyorlardı. Onlar da yıkıldı, silindi, yasaklandı.
İslâm kitapları ve dinî gazeteler bir surdu; onlar da yakıldı, yıkıldı, yasaklandı: “Bu ittihadın nâşir-i efkârı, umum kütüb-ü İslâmiyedir. Günlük gazeteleri de, İ’lâ-i Kelimetullahı hedef-i maksat eden umum dinî gazetelerdir.” (Bediüzzaman, Divan-ı Harb-i Örfî, Enstitü/internet, s. 28)
İ’lâ-i Kelimetullahı esas maksat ittihaz eden Osmanlı ordusu bir surdu; yıkıldı.
“Eskiden beri İ’lâ-yı Kelimétullâhı ve bekà-yı istiklâliyeti ve İslâm için farz-ı kifâye-i cihâdı deruhte ile kendini, yekvücud olan âlem-i İslâma fedâya vazifedar ve hilâfete bayraktar görmüş olan bu devlet-i İslâmiyenin…” (Bediüzzaman, Hutbe-i Şâmiye, Enstitü/internet, s. 126) “Bu Osmanlı ordusunda belki yüz bin evliya var. Ben bu orduya karşı kılıç çekmem ve size iştirak etmem.” (Bediüzzaman, Şuâlar, Enstitü/internet, s. 315)
İslâm ticaret ahlâkını ortaya koyan Ahilik teşkilâtı bir surdu o da yıkıldı.
Terakki ve asayişin esası olan mesaileri tanzim, emniyet/güven, teavün prensipleri şuuru bir surdu, onlar da yıkıldı: “Terakki ve ticaretin esası olan emniyet ve âsâyiş” bir surdu, kırıldı. (Bediüzzaman, Mektubat, Enstitü/internet, s. 424)