"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Üç Said” istikametli çizginin merhaleleridir

Ali FERŞADOĞLU
30 Eylül 2024, Pazartesi
Bediüzzaman’ın hizmet hayatı üç devredir:

“Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said.” Bu devreler içtimâî, siyasî ve konjonktürel değişim değil; aynı istikamet çizgisinin tekâmül merhaleleridir. Mesela, 1890’da -12 yaşında- Tillo’daki Kubbe-i Hâsiye’de yemeğinin tanelerini, “Hayat-ı içtimâiyeye mâlikiyet ve fevkalâde vazîfeşinaslık ve çalışma bulunduğu için cumhuriyetperverliklerine mükâfaten”1 karıncalara veriyordu.

1894’te de Jön-Türk hareketi olan hürriyet ve cumhuriyet dâvâlarını İslama uygun bulmuş ve müdafaasını yapmıştır.2 Cumhuriyetperver karıncaları mahkeme müdafaasında da anlatır: “Benden sordular ki: ‘Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?’ Ben de dedim: ‘Yaşlı mahkeme reisinden başka daha siz dünyaya gelmeden ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki Tarihçe-i Hayatım ispat eder… Hulefâ-i Râşidîn; hem halife, hem reisicumhur idiler… Fakat mânâsız isim ve resim değil, belki hakîkat-i adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mânâ-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler.”3 Keza, Eski Said döneminde meşrutiyet ve cumhuriyeti şöyle tarif eder: “Hürriyet, imânın bir hassasıdır (özelliğidir).”4 “Hürriyet, Rahman olan Allah’ın bir hediyesidir. Meşveret, Meşrutiyet-i şer’iyyedir.”5

“İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adalet ve Şeriattır.”6 “Meşrûtiyet insanı hayvanlıktan (sürü olmak, güdülmekten) kurtarır; siz de tam insan olunuz.”7 “Cumhuriyet ki, adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten (gücün hukukun emrinde olması, kuvvetin kanununla sınırlanmasından) ibarettir. (Haşiye: O zaman Meşrutiyet; şimdi o kelime yerine Cumhuriyet konulmuş.”8 “Hürriyetin en geniş şekli cumhuriyettir.”9

Bediüzzaman, Eski Said döneminde içtimai ve siyasi hayatta çok faaldi. Bu faal hâli, “İslam’ın hayat-ı içtimaiyesiyle münasebettar[lığı]”10 cihetiyledir. Ve esasları da şunlardır:

Siyaseti İslamiyet’e alet yaparak, hararetle hürriyete çalışmıştır.11 Siyaset vasıtasıyla dine ve ilme hizmet etmiştir. Hedefinde vatan ve milletin saadeti vardır”12  Muharriki (siyasette harekete geçiren), aşk-ı İslamiyet ve hamiyet-i diniyedir.”13

12 yaşında iken de, Yeni Said döneminde de, 3. Said ve ömrünün sonuna dek bu fikirlerinde tam bir istikamet vardır. 

Dipnotlar: 

1-bknz., Tarihçe-i Hayat, s. 66.; 2-Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, c. I, s. 114.; 3-Tarihçe-i Hayat, s. 626.; 4-Hutbe-i Şâmiye, s. 67.; 5-Münâzarât, s. 57.; 6-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 23.; “7-Münazarat, s. 23.; 8-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 65.; 9-Tarihçe-i Hayat, s. 204.; 10-Mektubat, s. 309.; 11-Tarihçe-i Hayat, s. 73.; 12-Şualar, s. 427.; 13-Sünuhat, s. 65.

Okunma Sayısı: 975
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman

    30.9.2024 06:49:05

    İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adalet ve Şeriattır.” “Meşrûtiyet insanı hayvanlıktan (sürü olmak, güdülmekten) kurtarır; siz de tam insan olunuz.” “Cumhuriyet ki adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten (gücün hukukun emrinde olması, kuvvetin kanununla sınırlanmasından) ibarettir. Muazzam tespitler. Asrın Alimi Bediüzzaman Said Nursi dir...Bu tespitler İslam Aleminin ve İnsanlık Aleminin kurtuluşuna vesile olacak reçetelerdir.

  • A. AYDIN

    30.9.2024 03:11:25

    Üstad Hazretleri, Eski Said iken syasetin doğuracağı tarafgirlik ve inhisarcılıktaki mahzurları bildiğinden bunu önlemek için hemen yeni kurulan İttihad-ı Muhammedî Cemiyetine dahil olmuş ve siyasî ittihad-ı İslamdan ziyade dinî bir ittihad-ı İslamı öne çıkarmıştır. Zira ittihad-ı İslam cemaatinin, mevcut şartlarda siyasî manada anlaşılması durumunda “sair cemiyet-i diniye ile şakk-ül asayı, rekabet ve munaferatı intaç edeceğinden” korkmuştur. O, aynı müstakim çizgisini 40 sene sonrasında da aynen devam ettirmiş ve faraza sırf “İttihad-ı İslam” gayretiyle bir parti kurulsa bile, % 60-70’i tam dindar olmayan bir ülkede, dini siyasete alet edeceği ve bunu yapınca da dine daha çok zarar vereceği için böyle bir partinin desteklenmesini hiç doğru bulamamıştır.

  • Bekir Sami

    30.9.2024 00:22:02

    Üstadımız "siyasal islam" düşüncesine kökten karşı mıdır? Belli şartlarda ülkeyi yönetebilir diyor mesela. Ama siz sürekli bunu görmezden gelerek yorum yapıyorsunuz. Kafam karıştı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı