Bir kardeşimiz, “Eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl’1 ne demektir?” diye sordu.
Eski hal istibdattır. İstibdat; tek adam veya bir zümrenin tahakkümcü yönetimidir. “İstibdat, zulüm ve tahakkümdür.”2 İslâm âlemini geri bırakan, perişan eden sebeplerden beşincisi “Çeşit çeşit sari hastalıklar gibi intişar eden istibdattır.”3
Yeni hal ise, “hak, hürriyet, adalet, meşveret, meşrutiyet/demokrasi, şeffaflık ve sorgulama” ve “malikiyet ile serbestiyet” dönemidir. “Meşrutiyet, adalet ve Şeriattır.”4 Ya yeni hal meşrutiyet ve demokrasiye adapte oluruz veya mahvolacağız. İşte istibdatın hükümran olduğu ülkelerdeki ilmi, ekonomik geri kalmışlık, kaos, krizler izmihlali gösterir. Ve işte demokrasi ile yönetilen ülkelerdeki hak, hürriyet, adalet, hukuk, zenginlik…
Artık “eski hal” değil, meşrutiyet/demokrasi geçerli olacak! Zira, eski hal olan “Zaman-ı istibdâdın hâkim-i mânevîsi kuvvet idi; kimin kılıncı keskin, kalbi kâsî (katı) olsa idi, yükselirdi. Fakat, zaman-ı meşrûtiyetin zenbereği rûhu, kuvveti, hâkimi, ağası hak’tır, akıl’dır, mârifet’tir, kânun’dur, efkâr-ı âmme’dir; kimin aklı keskin, kalbi parlak olursa, yalnız o yükselecektir.”5
Yani, tek adam yönetimi istibdat, baskı, tahakkümün geçerli olduğu eskiden kimin kılıcı keskin, kalbi katı idiyse, o hükmediyor, idare ediyordu. Meşrutiyet/demokrasi zamanında “haklı” olan, meselelerini “akli ve mantıki delillere” dayandıran, doğru “bilgiye” sahip olan, “hukuk çerçevesinde kalan, adaletle hareket” eden; ve “kamuoyunu” arkasına alan yükselecek, kazanacaktır. Dolayısıyla, “hak/gerçek, akıl, marifet/doğru bilgi, kanun/hukuk/adalet ve efkar-ı ammeyi/kamuoyunu” nazara almak gerekir. “Efkar-ı ammeyi/kamuoyu” da ancak doğru ve kıyas edebileceği bilgilendirme ile gelişir.
Yeni hal yalnızca ülke yönetiminde değil, ferd, aile, yani, toplumun tüm katmanları ve ayrıca fikir, ilim vs., vs., için de geçerlidir.
21. yüzyılın kaçınılmaz dönüşümü, meşrutiyet/demokrasi, meşveret, adalettir. Bu, “yeni hal”e ayak uydurabilenler ve kendilerini yenileyenler ayakta kalabilirler.
Dipnotlar:
1-Münâzârât, Enst./inter, s. 52.;
2-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 23.;
3-Tarihçe-i Hayat, s. 79.;
4-Divan-ı Harb-i Örfî, s. 23.;
5-Münâzârât, s. 33.