"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul... Lodos... Sessizlik... Kuşlar...

Ali HAKKOYMAZ
03 Ekim 2020, Cumartesi
Yine sabah... Yine istanbul... Yine kuşlar...

Yine şiir... Yine beste... Yine hikâye...

Hepsi yeni... Hepsi taze... Hepsi alımlı...

İç içe ve göz göze bir yolculuk; eski/yeni...

Lodos, yağmur, martılar... uçarı bir genç gibiydi İstanbul.

Kattı, karıştırdı, savurdu; İstanbul olmanın keyfini yaşıyordu.

İstanbul... konuşuldukça 

dalgalanan şehir.

Dilim varmıyor şehir demeye: Hangi şiir, hangi roman, hangi hikâye...

Öyle bir şeydâ, öyle bir umman, öyle bir devlet şehir...

Müebbet aşkları müjdeleyen...

Ben İstanbul’u yağmurla tanıdım; yetmişli yılların sonuydu.

İstanbul, daha İstanbul’du; parayla tanışmamıştı bu kadar.

Kendi halinde bir şehirdi; gemileri gemi, trenleri trendi...

Birinci mevkî, ikinci mevkî... bilet kontrolleri vardı.

Işıkları bağırmazdı geceleri; sokakları, caddeleri mütevazı...

Geç kaldığımda eve; tatlı bir ürpertiydi gece.

Bir şiir şehirdi İstanbul... şairlerin dediği şehirdi geldiğimde.

Ne oldu birdenbire anlamadım; beni bırakıp nereye diye soramadım.

Ey gençliğimin şehri; sana doyamadım.

Şimdi bir yağmurda, eskiyi hatırladım.

Seni bunca seveceğimi nerden bilirdim!

Nerden bilirdim sana bunca üzüleceğim!

Saçını başını yolduk; tanınmaz 

oldun şimdi.

Taşın toprağın altın diye soyduk; başına gelmeyen geldi.

Seni sıradan şehirlerle anamam seni.

Seni çok hırpaladık, çok yorduk, seni.

Önceden ben gurbetteydim sende; tam alıştım sana; sen düştün gurbete.

Sen artık İstanbul değilsin; şantiyesin, rantiyesin, puantiyesin.

Her şeye rağmen... bi’ çay söyler gibi bana bir İstanbul söyle!

Oturalım şöyle karşılıklı, masal aşklardan konuşalım, İstanbul besteleri dinleyelim. 

İstanbul bu; bir başladı mı... sen de İstanbul’a benzersin; dalgalanır gemilerin.

Hele karıştı mı ezanlara martılar, vapur düdükleri, güvercinler...

Söyle İstanbul söyle; o kadar çabuk değişiyorsun ki...

Her seferinde unutuyorum ezberimi!

Sen İstanbul... allı pullu, serin sevdâlı bir şehir...

İçimde Cennet misali akan bir nehir...

Mısra-ı berceste...

İrticâlen söylerim türkülerini.

İşte, yine sabah, yine İstanbul...

Kuşlar... hele şen şakrak gökyüzünü uçuran martılar... 

Merhaba... sabahı özleyenler!

Gece yorganını sıyırdı gizli bir el.

Biliyorum; senin de gecelerin var.

Geceler; sabaha kadar.

Ufukları kızıl bir İstanbul!

Ey telâşeler şehri, ey gece gündüz rüya...

Ey aldırmayan kepçelere, betonlara...

Adın İstanbul bir kere...

Sende yaşadığını unutanlar var ya...

Sana göre hava hoş; onlar düşsünler kaygıya...

Biliyorum senin İstanbul olduğunu.

Gözlerinin içine bakar; konuşurum seninle.

Kâh bir şiir, kâh bir şarkı gibi dinlerim seni.

Ve ne zaman karşılaşsak...

Ben İstanbul âşığı... nasıl bakarım gözlerine!

*

Rivayet bu ya: “Cennet burası...” demiş padişah, Uludağ’dan şehri seyrederken. Sonra bu, “Cennet Bursa” oluvermiş. Hoş; bu yeşil Cenneti de betondan nasibini çokça aldı alıyor; Bursa da ölüyor. Değil padişahın; Tanpınar’ın dünkü Bursa’sı bile yok. Yine de “Bursa” dendi mi Uludağ gibi serinler, Ulucami’nin ruhaniyetine sığınırım. Billur zamanların sesini duyarım. Bursa’da Zaman’ı daha fazla kurcalamayın. Orası ilk İstanbul...

*

Şiire, estetiğe, tarihe, mûsıkîye uzaklık; nezaketsizliğe, gelişi güzel yaşamalara kapı aralar. Yollara, evlere baksanıza... Meselâ sıfır estetik okullardan Sinanlar bekliyoruz; belki de beklemediğimiz için ikinci bir Süleymaniye yok.

Okunma Sayısı: 1935
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı