Benim annemin kuzeni ve hastane müdürlüğünden emekli olan 82 yaşındaki Elbistanlı Şakir Güllü ibretlik bir hatırasını anlattı:
"Yıl 1967, Ankara Hastanesi’nde çalışıyorum koridorda Başbakan Süleyman Demirel’i gördüm yanında pek kimseler yoktu. Doğru hastane Başhekimi Abidin Şakir Bey’in odasına gitti. Bir müddet görüştükten sonra odasından çıktı, Başhekim bey de onu uğurlamak için çıkmak istedi. 'Hayır sen odanda otur, işine bak, ben kendim giderim' dedi.
"Birkaç gün sonra Süleyman Demirel yanında şalvarlı şapkalı babası Yahya Amca ve çarşaflı ve köylü elbiseli annesi Ümmühan Teyze ile birlikte geldiler. Başında ameliyatlık bir problem varmış o nedenle hastaneye yatmak için gelmişler ve ameliyat olacaklar. Başhekim bey “Efendim odanız hazır size özel oda hazırladık, odada tek kalacaklar” dedi.
Demirel “Olmaz öyle şey, kabul etmeyiz, bizim diğer vatandaşlardan ne farkımız var, diğer vatandaşların odasında kalacağız” diyerek itiraz etti.
"Başhekim bey ısrarcıydı, “Efendim nasıl olur, biz sizin için özel oda hazırladık, diğer odalarda 4-5 hasta daha yatıyor.” dediyse de Demirel'i ikna edemedi. Başbakan bu teklifi asla kabul edemeyeceğini söyledi ve Yahya Amcayla Ümmühan Teyze diğer hastalarla birlikte kalabalık odada kalmaya başladı.
"Yahya Amca ve yanında refakatçi Ümmühan Teyze ameliyattan sonra taburcu olacakları zaman Süleyman Demirel geldi, hastanenin parasını ödedi, annesini babasını alıp giderken, yine Başhekim yolcu etmek istedi, “Hayır asla olmaz, sen işine bak, işini aksatma, odanda otur” dedi.