Selefi bakanlar gibi kendisinin de “affını isteyeceği” kulislerde söylenen Hazine ve Maliye Bakanı, TL’nin tarihinin en büyük erimesinde olduğu süreçte aynen önceki müstafi bakanlar gibi âdeta “istifa” temrinleri yapıyor.
AKP’nin iktidara geldiği 2002’de 1.5 lira olan ve son bir senede, özellikle iki ay içinde 18 liraya fırlayan doların 11 liraya çekilmesi “iktidar cephesi”nce bir “başarı” olarak sunulurken, Bakan’ın “Zaten Türk Lirası en zayıf durumda, TL’nin gideceği bir yer yok, vatandaş rahat etsin, rahat olsun” tavsiyesiyle AKP iktidarında TL’nin derin bir zaaf içinde olduğu itiraf ediliyor.
Ancak bununla kalmayan Bakan’ın “Hazine’ye olan etkisini söylüyorlar; etkisi çok düşük. Niye çok düşük? Dolar kuru için bunlar bekliyorlar 20, 25, 30 TL olacak diyorlar. Niye olsun?” ifadesi önceki Bakan’ın “affını istemesi”nden önceki çarpıcı önceki çarpıcı ikrarları hatırlatıyor. (Millî Gazete, 23.3.22)
Keza “ekonomi uçuyor” diyen Cumhurbaşkanı da partisinin grubunda “döviz istikrara kavuştu” övgüsüyle “Dolar 10 lira olacak, enflasyon yüzde 30’a çıkacak, Türkiye ekonomisi batacak’ diyorlar!” diye ekonomistlere veryansın etmiş, dahası “dolar 10 liraya çıkacak” diyen ekonomist akademisyenlere soruşturma açılıp yargılanmışlardı.
Ve bu vaziyet, Bakan’ın “Dolar 20 lira, 30 lira olacak’ diye daha çok beklerler!” sözleri doları 6-7 lirada tutmak için Merkez Bankası’ndaki 128 milyar dolar rezervin satılıp hebâ edilmesinde olduğu gibi, şimdi de kısa sürede 18 liraya tırmanan ve bir gecede 11 liraya “düşürülen” ve en son 14 lirayı aşıp 15 liraya dayanan Doların da benzin ve mazot gibi yeniden 20-25 lirayı bulmaması için ne kadar doların arka kapıdan piyasaya sürülüp harcandığı sorusunu sorduruyor…
GARABET
“Kuyruk olmasın diye zam!”
Bilindiği gibi daha önce de Cumhurbaşkanı, tanzim satış çadırları önündeki kuyruklara “varlık kuyruğu” demişti. En son daha birkaç gün önce “pahalılık – mahalılık yok” derken, Saray’daki “eski partililer” toplantısında nihayet “Evet, hayat pahalılığı var” itirafında bulunup “ama insanların istediği her ürüne ulaşabildiği”den dem vurmuştu.
Tam da bu sırada, döneminde 100 milyarlarca lira zarar ettiği belirtilen Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü’nün zaten yüzde 100’ü aşan zamlara ek olarak ete yüzde 48’lik et zamla kıymanın kilosunun 56 liradan 83 liraya, bir kg kuşbaşının 62,50 liradan 92 liraya çıkması üzerine fiyatların piyasanın yüzde 66 daha altında olduğunu iddia ederek “Satış mağazalarının önünde çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatları artırdık” gerekçesi tam bir garabet oldu.
Anlaşılan, daha önce yokluktan dolayı meydana gelen kuyrukları sonuna kadar istimal eden iktidardakilerle bürokratları, her gün gelen fahiş zamlardan dolayı petrol satış istasyonları ve marketler önündeki benzin – mazot, yağ ve et “kuyrukları”ndan oldukça rahatsız.
Artık “varlık kuyrukları”, “iktidara iliştirilmiş” medyada çarpıtıldığı gibi “ucuzluk kuyrukları” benzeri garabetlere başvuruyorlar. Ve “kuyruk olmasın diye zam yaptık!” deme tuhaflığına düşüyorlar.
Tam bir garabet…
KISACA
“İktidar sık sık meydanlarda ‘IMF’ye borcu kapattık’ dese de AKP iktidarı döneminde ülkenin dış borcu 3 kattan fazla arttı.
Gültekin Uysal, Demokrat Parti Genel Başkanı