Son Ukrayna ziyareti dönüşü uçaktaki akredite gazetecilerin “ekonomide olumlu sonuçlar alındı” medhiyesiyle başlayan “çanak sorular”a Cumhurbaşkanı “Türkiye’nin ekonomik olarak dünyadan farklı olduğunu” söyleyip “ekonomide olumlu gelişmeler”den dem vurması dikkat çekici oldu.
Ekonomideki çöküş devam ederken etrafa gülücükler saçıp “gözlerimdeki ışıltıya bakın!”, “bir uyusak da altı ay sonra uyansak her şeyin düzeldiğini göreceğiz” diyen Maliye ve Hazine Bakanı’nın her defasında polemiklere yol açan ilginç çıkışlarına benzer “Son dönemde model kapsamında uyguladığımız politikaların olumlu sonuçlarını da almaya başladık” sözleri “pes” dedirtti.
Aslında iktidarının yirminci yılında yeni “olumlu ekonomik model buldukları” ifâdesiyle öncelikle siyasi iktidarının şimdiye kadar bulduğu bütün “ekonomi politikaları”nın iflas ettiğinin ikrarı olurken, baştan beri inkâr ettikleri ağır ekonomik bunalımın da itirafı olarak kayıtlara geçiyor.
Ve belli ki yine uyduruk propagandalarla “ekonominin düzeldiği”, “her şeyin iyi gittiği” algı operasyonlarına başvuruluyor; ki bu vaziyet, evvelemirde şu soruları sorduruyor:
Ekonomide “olumlu gelişme”, AKP iktidarının 1.5 liradan aldığı Doların - Euronun daha geçen sene 7 liradan alınıp 18 liranın üzerine çıkması mı? Daha geçen Eylül’de litresi 7 lira olan benzinin 26 lira, 5.75 lira olan mazotun bu Eylül’de 27 liraya, dört buçuk - beş katına çıkması mı?
Ya da yüzde 20’lerdeki devraldığı enflasyonun tepeden tâlimatlı resmi rakamlarla yüzde 80’i, İTO’nun “İstanbul enflasyonu” tesbitiyle yüzde 99.91’e, gerçekte yüzde 180’leri aşması mı?
İcralık dosya sayısının son bir yılda eklenen 1 milyon 466 bin yeni dosyanın eklenmesiyle 24 milyon 53 bine çıkması mı? Yahut “yoksulluk sınırı”nın 22 bin 300 lira, açılık sınırı”nın 6 bin 99 lira olduğu vetirede asgari ücretin 5 bin 250 lirada kalması mı?
Gerçekten hangisi “ekonomide olumlu gelişme?!”
TESBİT
Her “müjde”den sonra zam!
Çarpıc olan bir diğer husus, Saray’dan her “doğalgaz müjdesi”nin verilmesinin ardından doğalgazın ve elektriğin kat kat zamlanması.
Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı ve “iktidara iliştirilmiş yandaş medya”nın alây-ı vâlâ ile duyurduğu ilk “doğalgaz müjdesi”nin üzerinden iki yıl geçti ve bu sürede meskenlerde kullanılana 10, sanayide kullanılana 14 defa zam yapıldı, faturalardaki artış 7.5 katına ulaştı.
İlk “Karadeniz’de doğalgaz müjdesi”nden bu yana meskenlerde kullanılan doğalgaza yüzde 100 oranında zam yapılırken, Cumhurbaşkanı’nın 20 Ağustos’ta son “Karadeniz’de doğalgaz rezervi son müjdesi”yle doğalgaza yeni zamlar patlaması, “her müjde, zammın habercisi” tesbitini doğruladı.
En son doğalgazda meskenlerde yüzde 20.4, küçük ve orta ölçekli işletmelerde kullanılan doğal gaz fiyatında yüzde 47.6, elektrik üretiminde kullanılan doğal gaz fiyatında yüzde 49.5, sanayide kullanılan doğalgaz fiyatında yüzde 50.8 ve oranında zammın yapılması bunun son teyidi oldu.
Aslında meskenlere yapılan zamların yanısıra sanayi tarifesine yapılan zamlar ise tüm sektörlerde üretim maliyetlerini artırdığı için iğneden ipliğe bütün ürünlere zam olarak yansıdığını belirten Akın’ın “Vatandaşlarımız sanayiye yapılan doğalgaz zamlarını çarşı, pazar ve marketlerde alışveriş yaparken de dolaylı olarak ödüyor” tesbitiyle bir yandan doğalgaza, elektriğe, akaryakıta zam üstüne zamla her şey kat kat zamlanırken, diğer yandan “enflasyonla mücadele edildiği” söyleminin hiçbir anlamının olmadığı ortaya çıkıyor.
Anlaşılan akaryakıtta, enerjide yüzde 200’lerden yüzde 400’lere varan pahalılıkta, yatırımın, üretimin, istihdamın durduğu ve işsizliğin kat kat katlandığı vahamette hâlâ gerçekler eğilip bükülerek, rakamlara takla attırılarak “ekonominin iyi gittiği” sahte algısı pompalanıyor; ama nâfile, gerçekler gün gibi ortada.
İKRAR
İktidarın içinden “arınma” uyarısı…
AKP’nin MKYK üyesi Metin Külünk’ün bir televizyonda, son günlerde ayyuka çıkan, Meclis içi ve dışı bütün partilerin savcılıklara ihbarda bulunduğu, Saray danışmanları ile iktidar milletvekilleri ve yakınlarının isimlerinin geçtiği “rüşvet ve yolsuzluk çarkı” değerlendirmesi baştan beri kulak ardı edilen gerçeğin ifadesi oldu.
Öncelikle “Sokağın Ak Parti’ye ümidin daha güçlenmesi için” yapılması gerekenleri sıralayan iktidar partisi yöneticisinin, “Biz duymak istemesek de bu tartışmalar var” sözleri tam bir vurdumduymazlıkla “yok” sayılan skandallarla partisine ümidin azaldığının kabullü olarak anlaşıldı. Kısacası, “pandoranın kutusu” açıldı; bundan sonra kimsenin artık olup biten vahamete kapatamayacağı, peşpeşe ikrarların, itirafların, yakınmaların, hayıflanmaların geleceği belirtiliyor…
Haydi hayırlısıyla…
İZİN
Yıllık izin için “izniniz”le. C.İ.