"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İkinci açılım”da hatalar tekrarlanmamalı…

Cevher İLHAN
01 Kasım 2012, Perşembe
Türkiye ne yazık ki medyada “ikinci açılım” olarak lanse edilen “yeni açılım süreci” de yanlış parametreler üzerinde başlamakla, “Kürt meselesi” yeniden kaygan bir döneme itilmekte. Yeni süreci başlatan Başbakan’ın “terör örgütüyle görüşme”ye odaklanarak terörle mücadelede peşinen sürekli “siyasî uzantılar” dediği BDP’yi suçlayıp, milletvekillerini ve dolayısıyla Meclis’i dışlaması, daha baştan süreci baltaladı.

Bilindiği gibi daha önce Cumhurbaşkanı’nın, “İyi şeyler olacak” diyerek ilân ettiği, büyük beklentilerle başlatılan “birinci açılım”, özellikle “Habur şov”la sendeleyip büyük tepki alarak akamete uğradı.
O dönemde “Erdoğan’ın özel temsilcisi” sıfatıyla Başbakanlık Müsteşarı Yardımcısı ve MİT Müsteşar Yardımcısının Oslo’da hâkim devlet İngiltere nezdinde terör örgütü temsilcileriyle yaptığı “müzâkereler”in deşifre olmasıyla mesele daha da çıkmaza girdi. 
Özetle, terör örgütü ile yürütülen ve siyasî zemini devre dışı bıraktıran politikalar bir netice vermediği gibi, süreci daha da çıkmaza soktu…

 ÇÖZÜM TEKLİFİ OLMALI
Gelinen safhada Başbakan’dan Adalet Bakanı’na, hükûmetin bir yandan İmralı ve terör örgütü ile görüşmelerin süreceğinin açık işâretlerini vermesi, örgütün ortaya koyduğu “yol haritası”na mukabil, siyasî iktidarın doğru dürüst bir “çözüm projesi”nin olmadığını ele veriyor.
“İkinci açılım”a, “birinci açılım”ı akamete uğratan zikzaklı ve hatalı politikalarla girilmesi, “yeni açılım”da da beklentilerin boşa çıkacağı endişelerini arttırıyor. 
Gerçek şu ki Başbakan’ın ve AKP iktidarının, bir yandan terör örgütü ile mücadele ettiğini ileri sürerek, diğer yandan  “Kürt sorunu” için terör örgütü ile görüşmeyi öncelemesi ve “İmralı ile müzâkere stratejisi” Öcalan’ı parlatıp PKK’yı daha da güçlendiriyor.
Ve belirsizliklerle muallel kapalı görüşmelerde, “Kürt sorunu” paravanında Öcalan’ın ev hapsine alınmasından, militanların güvenceye kavuşturulmasından anayasal bazda bazı değişikliklere kadar siyasetle görüşülecek konuların terör örgütü ile müzâkere edilmesi; ve en vahimi “özerklik talebi”nin karşılanmasına varan bir dizi tâvizi beraberinde getiriyor.
Neticede topyekûn demokratikleşmeyi aşan, tamamen terör örgütüne kullanacağı kozlar ve kartlar sunan, hak ve hürriyetlerle ilgisi olmayan, örgütün elini kuvvetlendiren “tâvizkâr politikalar”, terörü gemlemeyeceği gibi sorunu da çözmez; aksine daha da ağırlaştırır…

“İFTİRAK MARAZI”NI DERİNLEŞTİRİP TERÖRÜ AZDIRIR
Bu konuda, devletin “her kavmin mâbihi’l bekâsı (yaşama ve devamlılık sebebi) olan âdât-ı milliye (millî âdetleri, gelenekleri, görenekleri) ve lisân-ı kavmiye (kendine ait ana konuşma dili) ve istidâd-ı efkâra (fikre, düşünceye ait kabiliyetlere) muvafık (uygun) teşebbüslerde bulunması”nın gereğini belirten Bediüzzaman’ın esaslı ikazları yol gösterici. (Eski Said Dönemi Eserleri, 183)
“Makine-i terakkiyat-ı medeniyet (medenî gelişim ve ilerleme motoro)” olarak nitelendirdiği demokrasinin yerelleşmesinde ve yaygınlaşmasında, temel hak ve hürriyetlerde, toplumun medeniyet ve kalkınmasının, maddî ve mânevî gelişmesinin ancak millî birlik ve millî muhabbet râbıtaları iye olabileceğini belirten Bediüzzaman’ın öngörüsü, bu hususta istikamet verici.
Zira ona göre, bütün bu birlik bağlarını ve mecrâları kesecek “adem-i merkeziyet”, “muhtariyetten (özerklikten) istiklâliyete (bağımsızlığa) ve sonra tavâif-i mülûk” (ülkenin küçük devletçiklere parçalanması) vartasına varır.” Demokrasi ve hürriyetin muazzam iyiliklerini ve güzelliklerini hiçe indiren “iftirak marazı”nı daha da derinleştirip, etnisite üzerinden bölünme fitnesini uyandırır. Terörü daha da azdırır.
“İkinci açılım”da, “birinci açılım”ı akamete uğratan, sabote eden hatalar tekrarlanmamalı. Eğer gerçekten demokratikleşme ve özgürlükler açısından bir merhale alınmak isteniyorsa…

Okunma Sayısı: 844
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı