Dışa karşı göstermelik bazı göz boyama mesajları verilirken, içeride daha ceberut bir çizgi takip edilecek.

İktidardakiler, bütün devlet imkânları ve araçlarının hoyratça kullanılmasına; yalana, montaja, baskıya, tehdide, şantaja rağmen demokratik muhalefetin aldığı yüzde 48 oyu hazmedemiyor. 

Bundandır ki seçim kampanyasında “millet ittifakı”nı “terör örgütü ile işbirliği”yle itham eden Cumhurbaşkanı, seçim sonrası milletin yarısının desteğini alan “millet ittifakı”na ve ortak adayını bir defa daha “bay bay, bay Kemal” çıkışıyla, “teröristlerle dirsek teması” ithamını tekrarladı, “Kandil’le kolkola” iftirasıyla taraftarlarına “yuhalattı”; Bahçeli, yeniden “zillet” tahkiriyle menfi çirkin siyaseti sürdürdü.

Daha şimdiden “İmamoğlu’nun ceza davasının kararının hazır olup el altında bekletildiği” gibi tehditler, şantajlar savruluyor.

Özetle, “iktidar cephesi” bu vartada, siyasi rakiplerini - muhalefeti sindirme operasyonlarıyla “kirli siyaset”i sürdürmeyi hedefliyor.

“ZEHİRLİ NEFRET DİLİ”NE DEVAM!

Maksat, medyaya baskıları tam gaz sürdürerek, dip yapan ekonomik krizi, peşpeşe fahiş zamları, açıklananın kat kat üstündeki gerçek enflasyonu çarpıtmayla karartmak.

Yine korku ortamı oluşturmak, halk arasında endişe ve panik meydana getirmek. Çatışmacı siyasetle, kışkırtıcı politik polemiklerle toplumu daha da kamplaştırarak seçmeni bloke etmek, gerginlikleri körüklemekle gündemi saptırmak.

İktidarın en büyük finans kaynaklarından olan başta İstanbul ile Ankara Büyükşehir belediyelerini geri alma, özellikle iktidar koltuğunda kalma hesâbına Cumhurbaşkanı’nın bizzat domine ettiği düşmanlaştırıcı “zehirli nefret dili” daha da şiddetlendirilecek.   

Bunun içindir ki seçim propagandasında “ezansız, bayraksız, vatansız…” ithamına benzer saldırılarla milletin yarısını temsil eden yüzde 48 oy almış seçmene, siyasi liderlere, partilere hakaretler yağdırılıyor.

Çare, demokratik muhalefetin, iftiralı kara propagandaya karşı demokrasi işbirliğiyle demokratik direnci. “Tek kişilik ucûbe otorite”ye karşı “güçlendirilmiş parlamenter sistem”, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetlerin ikamesinde işbirliğinin takviye edilip devam ettirilmesi…