"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasette tahkirli tahrikler…

Cevher İLHAN
20 Haziran 2020, Cumartesi

GÜNDEM 

Türkiye’de salgının yeniden hortlamasıyla “ikinci dalga” endişesiyle yeniden yasaklamaların ve kısıtlamaların getirilmesi “erken zafer!” ilânıyla “başarı!” propagandası boşa çıkarıyor.

Keza ekonomistlerin analiziyle sözü edilen ve ilgili Bakan tarafından “çarpan hesabı”yla 600 milyar lirayı bulduğu belirtilen “destek paketi”nin şişirme olduğu ortaya çıkıyor.

Zira iktidardakilerce her fırsatta Türkiye’nin kıyaslandığı Almanya’dan Kanada’ya birçok ülke işyerleri kapanan, işini ve gelirini kaybeden ya da işsiz kalan vatandaşlarına, esnaf ve işyerlerine, yüzlerce milyondan bir milyarı aşan Dolarla-Euroyla doğrudan destek verirken, Türkiye’de büyük ölçüde ödemesinin ötelendiği faizli kredi borçlanmasından ibâret kalınıyor.

Ve gerçek enflasyonun açıklanan resmi enflasyondan kat kat tırmandığı, fiili olarak on üç milyon işsizin çıktığı, hızla çöken ekonomide güvensizliğin artmasıyla krizi yönetilemediği vartada bir yığın siyasi ajitasyona başvuruluyor.

Bundandır ki “tek adam rejimi”nin hükmettiği ucûbe “cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi”nde millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in ıskartaya çıkarılmasıyla yasamanın yanısıra sözde açılan “yargı paketleri”yle, zaten bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybeden yargının bütünüyle yürütmenin - siyasi iktidarın kontrolüne alınmaya çalışılıyor. Algı üzerinden “yargı” oluşturuluyor. 

Yine bundandır ki herkesin ortak mukaddes değeri olan din ve mukaddesler hoyratça siyasette istimal ve istismara kalkışılıyor. Muhalefet üzerinde psikolojik baskı kurularak “din ve inanç üzerinden siyaset”e tevessül ediliyor.

Zaten hâlen minarelerinden ezân okunan, bitişik Abdülmecid Mescidi /Hünkâr Kasrı’nda namaz kılınan “Ayasofya’nın açılması” gündeme getiriliyor; İyi Parti’nin Meclis’te verdiği “Ayasofya’nın cami olarak ibâdete açılması” teklifi reddedilerek “Danıştay kararının beklenmesi” gerekçesiyle mesele erteleniyor. Ana muhalefet partisi sözcüsünün açıkça “Açacaksanız açın, elinizi tutan mı var!” ifadesine rağmen hâlâ muhalefetin karşı çıkması beklentisi üzerinden polemiklerle politika yapılmasına yelteniliyor.

TESBİT 

Anketlerin verdiği “panik”le…

Son günlerin bir diğer konusu, “iktidar cephesi”nin peşpeşe açıklanan anket ve kamuoyu araştırmalarıyla ciddi oy kaybına uğraması.

Bu konuda beş farklı anket şirketinin verilerini derleyen Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz, milletvekili seçimlerinde AKP’nin yüzde 34.2, MHP’nin yüzde 8.3 oy alacağı tesbitiyle iki partinin -kararsızlar dağıtıldıktan- sonra “cumhur ittifakı”nın yüzde 42.5 oranında kaldığını paylaşmış.

Diğer anket ve kamuoyu değerlendirmeleri de bu minvalde; “cumhur ittifakı” oylarıyla “millet ittifakı”nın oyları yüzde 40’larda çıkıyor.

Bu durumda hiçbir ittifakın kanun yapacak çoğunluğu sağlayamayacağı, yüzde 14. 2 oy alacağı tahminiyle HDP’nin “kilit parti” Mecliste 65 kişilik vekil grubuyla seçimden sonra da “kilit parti olacağı” değerlendirmesini yapıyor. Bu partinin seçmenine çok ters bir aday çıkmadığı ve aday çıkarmayıp seçmeni serbest bırakması halinde seçmeninin muhalefet adayına oy vereceği sonucunu ekliyor.

Bu arada Cumhurbaşkanlığı seçimi tahminlerini sadece “Erdoğan aday olursa oy verir misiniz?” sorusuna yüzde 39.6 oranında “evet” denildiği, oy vermeyeceklerin oranının yüzde 46.4’ü bulduğu, geri kalanların ise kararsız olduğu sonuçları, bir başka gerçeği ortaya koyuyor. “Muhalefet doğru aday çıkarırsa, MHP seçmeni Erdoğan’dan çok o adaya oy verir” diyor.

Özetle, bu gidişle siyasi iktidarın sonu görünüyor. Bu panikle “iktidar cenâhında, daha ortada seçim yokken peşinen seçim ve siyasi partiler yasasını değiştirme teşebbüsleri sergileniyor.

Bu yüzden, 12 Eylül darbesinden kalma yüzde 10 seçim barajını kaldırılması yerine yüzde 7’lere çekilmesinden, partiler arası geçişin engellenmesiyle yeni kurulan partilerin seçimlere girmemesine takoz konulması katakullilerinden bahsediliyor.

Zira şimdilik olmazsa da bu çıkmazda seçimlerin 2023’e da kalamayacağı, gelecek yıl ya da en geç 2022’de “erken seçime gidileceği belirtiliyor.

Bunun içindir ki “temsilde adâlet”in teminiyle millet irâdesinin Meclis’e yansıması yerine, gittikçe düşen “cumhur ittifakı”nın oylarını tutma hesâbına seçim sistemiyle oynanması için atraksiyonlara giriliyor, oyun oynanıyor.

Ama nâfile…

KISACA

“İttifak modeliyle oynayacaklarını düşünüyorum. Çok radikal biçimde toplumsal iklimi değiştirecek bir takım operasyonlar olabilir. Son raddede, insanları sokağa düşürmek adına İstanbul ve Ankara’daki belediyeler hedef alınabilir. Umarım böyle bir yolu tercih etmezler.”

Gültekin Uysal, DP Genel Başkanı

Okunma Sayısı: 2153
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mahir Yenemuk

    20.6.2020 14:40:43

    Cevher Bey kardeşim, Ayasofyanın ibadete açık olan kısmının cami müştemilatından sayılan ve iç mekanın dışında yer alan Abdülmecit Kasrı (şimdiki mescit) olduğu net bir şekilde ortaya kondu. Böylece bu konudaki kafa karışıklığına sebep olan bilgi de düzeltilmiş oldu.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı