"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kölelik sözleşmesi

Davut ŞAHİN
22 Aralık 2015, Salı
Bir aktris feryat ediyor: “Aradan 7 yıl geçtikten sonra hâlâ benden komisyon istemeleri iyi niyetli değil.” (Hürriyet)

Kibarca söylemiş.

Yani demek istemiş ki, bunun adı komisyon değil, düpedüz “haraç.”

Efendim, konu şu:

Medya sektöründe, oyunculuğa ilk adımını atanlar öncelikle bir ajansla anlaşır. 

Şöhret için her yolu mübah gören ne yazık ki bazı oyuncular bu aç kurtların elinde oyuncak olur.

Henüz “toy”luklarından olacak ajanslarla anlaşırken, bilinçsizce imza atarlar… Yıllar sonra kurtulacaklarını sanıp bir müddet sonra yollarını ayırırlar. Ama sektörün çakalları, onları bırakır mı?

Yıllar sonra bile “komisyon” almaya devam ederler. Çünkü bazıların ellerinde istenmeyen fotoğraflar vardır. Bazıların elinde ise kirli ilişkiler yumağını deşifre eden CD’ler.

Şimdi çok satan magazin gazetelerinden biri soruyor:

“Burada kim haklı? Söyleyelim: Oyuncu…”

Ekliyor:

“Çünkü 7 yıllık bir sözleşmeye ‘kölelik sözleşmesi’ denir, başka da bir şey denmez.”

Buyurun! İşte kendileri itiraf ediyor.

Evet bunun adına düpedüz: kölelik denir. 

“Kölelik sözleşmesi” deyince burada “Örtünmek Hürriyettir” kitabı aklıma geliverdi. Kitabın “giriş” kısmında şöyle yazar:

“Müstehcenlik probleminin kökleri insanlık tarihi kadar derinlere uzanıyor. Tarihi kaynaklar, asırlar boyu tesettürün kadının hür mü, yoksa köle mi olduğuna dair bir ‘işaret, sembol’ anlamını taşıdığını belirtiyorlar. Tarihte, hür kadınlar vücut hatlarını gizleyen örtüleriyle, kendilerini teşhir eden köle kadınlardan ayrılıyorlardı…” (s.9., a.g.e. Yasemin Güleçyüz)

Giriş yazısında Roma’dan örnek verilir. Roma’yı yıkan isli sebeplerden birinin eğlence hayatı ve kadınlar olduğu hatırlatılırken, ünlü filozof Seneca’dan da alındı yapılır: ‘Erkekler için kadınların artık çekici kalan hiçbir yanları kalmadı. Nasıl kalsın ki, kadınların artı her şeyleri meydanda…’”

Giriş’in devam yazısında günümüze atıf vardır:

“21. Asrı geçmiş yüzyıllardan ayıran en önemli özelliklerden bir tanesiyse kadının meta olarak kullanılmasının yaygınlaşması. Müzik, sinema, klip, defile, reklam, magazin dünyasının vazgeçilmez öğesi durumunda kadın.”

Evet, kadın modern hayatın bir kölesi durumuna getirildi. Hatta bir “meta” olarak kullanılmakta bir beis görülmemekte.

Medyada kadınları değersizleştirme ile ilgili tutumlar had safhada. Çünkü kadın, reklam, dizi ve birçok programlarda alenen aşağılanmaktadır. Hatta, kadın ikna edilmeye hazır, alıcı taraftır ya da bizzat kadın bedeni ve güzelliği gözler önüne serilerek ürün satışı amaçlanır. 

Hülasa; kadın hakları diyenler kadını modern bir şekilde sömürmekte ve köleleştirmektedir. Medya kadını aşağılayarak, saygısızca sömürmekle kalmıyor, güzellik standardı belirleyerek, kadınları kendi içinde bile ötekileştirmektedir.

Oysa medya insanlık adına öylesine güzel kullanılabilir ki… Ama nerede o iz’an, insaf?

Okunma Sayısı: 1483
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Silopi'den

    22.12.2015 09:53:37

    Selamün aleyküm, Davut bey, yazılarınızı istifade ile okuyorum, ve sizi tebrik ediyorum. Oldukça önemli lakin üzerinde pek kimsenin yazamadığı mes' elelere cesurca yaklaşıp onları oldukça ilginç ve doğru tespitler ile analiz ederek istifademize sunmanız takdire şayandır. Devamını bekler, dua ederiz. Tebrikler, teşekkürler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı