"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eskişehir’e sevk - Üstadın Hayatı-3

24 Temmuz 2025, Perşembe
ABDURRAHMAN ÖNBAŞ - S. ALP ÖZCAN

1. Soruşturmanın başlaması ve gözaltı süreci

1935 yılı başlarında Bediüzzaman Said Nursî, Barla’daki sekiz yıllık hizmet döneminden sonra, Isparta merkezde polis gözetimi altına alındı. O dönemde, Risale-i Nur eserleri büyük bir hızla yazılıyor, çoğaltılıyor ve çevre köy ve şehirlerde okunuyordu. Bu gelişme, dönemin otoriter rejimi tarafından tehdit olarak algılandı.

Nursî’nin etrafındaki talebeleriyle birlikte “gizli cemiyet kurduğu” ve “devlet düzenine karşı faaliyet yürüttüğü” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. 1935 yılının Mayıs ayında, Üstad ve 120’den fazla Nur Talebesi topluca gözaltına alındı. Bu operasyon, Cumhuriyet döneminde dine yönelik yürütülen baskıların en ağır halkalarından biridir.

2. Eskişehir’e sevk ve tutukluluk

Bediüzzaman, gözaltına alındıktan sonra önce Isparta’da, ardından da yargılanmak üzere Eskişehir’e sevk edildi. Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, Risale-i Nur Külliyatı delil olarak dosyaya konuldu. Savcılık, Nur Risaleleri üzerinden “rejime muhalefet”, “şeriat propagandası”, “irticaî faaliyet” gibi suçlamalar yöneltti.

Bu süreçte Üstad ve talebeleri 6 ayı aşkın süre boyunca Eskişehir Hapishanesi’nde tutuklu kaldı. Üstad burada “tecrid” adı verilen ağır bir hücre cezasına çarptırıldı. Diğer mahkumlarla görüşmesi yasaklandı, tek başına kaldı. Hapishanede kendisine ilâç verilmeye çalışıldı; bu ilâcın tesirini bilmediği için kabul etmedi. “Ben kimseye zararlı olmadım; kimseye kötülük etmedim. Bu cezayı yalnız Allah rızası için sabrederek çekiyorum.” diyerek tavrını ortaya koydu.

3. Mahkeme süreci ve savunmalar

Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi, 120’den fazla sanıklı bir dava yürüttü. Bediüzzaman, mahkemede yaptığı savunmasında suçlamaları reddetti. Risale-i Nur eserlerinin yalnızca iman hakikatlerini anlattığını, siyasî ya da rejim karşıtı bir amaç taşımadığını ifade etti.

Savunmalarında, devlete karşı gelmediklerini, hiçbir zaman şiddeti tasvip etmediklerini belirtti. Mahkemede açıkça, Risale-i Nur’un yalnızca Kur’ân’a ve dine hizmet için yazıldığını, herhangi bir gizli örgüt çalışmasıyla ilgisi olmadığını anlattı. Bu net ve tutarlı duruşu, hem mahkeme heyetinde hem de kamuoyunda dikkat çekti.

4. Mahkûmiyet kararı ve hapis hayatı

Yargılama sonucunda Said Nursî’ye 11 ay hapis cezası verildi. Talebelerinden bazılarına da benzer cezalar çıktı. Bu karar, siyasî bir karar olarak değerlendirildi. Çünkü somut bir suç delili olmamasına rağmen, dönemin ideolojik atmosferi mahkeme üzerinde ciddi baskı oluşturuyordu.

Üstad, aldığı ceza üzerine Eskişehir Hapishanesi’nde cezasını çekmeye devam etti. Diğer mahkumlardan ayrılarak, sürekli gözetim altında tutuldu. Hapishanede kaldığı süreç boyunca ibadetlerini aksatmadı, sürekli Kur’ân okudu zikirle ve tefekkür nimetiyle meşgul oldu.

Bu dönemde manevî dayanıklılığını kaybetmedi. Sabırla, sükûnetle ve tevekkülle hareket etti. Talebeleriyle doğrudan görüşemese de, yazılı mesajlarla manevî bağlarını sürdürdü. Hapis arkadaşlarına da teselli kaynağı oldu.

Okunma Sayısı: 456
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı