"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sabredenlere Kur'andan müjdeler

16 Aralık 2020, Çarşamba 00:15
“ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR.” “ANDOLSUN Kİ SİZİ BİRAZ KORKU VE AÇLIKLA, BİR DE MALLAR, CANLAR VE ÜRÜNLERDEN EKSİLTEREK İMTİHAN EDERİZ. SABREDENLERE MÜJDELE.”

MÂNEVİ DEĞERLERİMİZLE KOVİD-19 TERAPİSİ
HAZIRLAYAN: SÜLEYMAN KÖSMENE - 10

Allah musîbeti herkesin gücüne göre verir.                   

Honore de Balzac       

Böyle musîbete uğrayan birisi sabretse, musîbetin mükâfâtını düşünse, şükretse, o zaman derdine ve sabrına göre bazen bir saati, bazen bir dakikası, bazen bir ânı bir gün ibâdet hükmüne geçer. Böylece kısacık ömrünü uzun etmiş olur. Kısa bir ömürden uzun, çok ve yoğun meyveler, feyizler, bereketler ve sevaplar kazanmış olur.79

 “Musîbetler vasıtasıyla musîbetzede âczini, zaafını hisseder, Hâlık-ı Rahîmine iltica eder, yalvarır. Hâlis, riyâsız, mânevî bir ibadete mazhar olur.”80 

Hastalıkla geçen bir ömür dinimizde ibadetle geçmiş sayılır. 81 Sabırla ve şükürle geçen hastalıkların bir dakikası, saatlerce ibadet yapmış gibi sevap kazandırır. Böyle menfi ibadetlerde ucb, riya, gurur, kibir gibi ibadeti bitiren parazitlerin bulunma imkânı da neredeyse yoktur. Çünkü hastalığın ıztırabı kişide ucb, gurur ve riya bırakmaz. 

Dolayısıyla menfi ibadet hastaya Allah’ın rızasını kazanmak için bulunmaz bir fırsat sunar. Günahlarından tamamen temizler ve arındırır. Bu yönüyle şerler, ayağına gelen talih kuşu gibidir. 

“Senin bir dakika ömrünü bin dakika hükmüne getirip, sana uzun ömrü kazandıran hastalıktan teşekkî değil, teşekkür et.” 82

Hiçbir musîbet yoktur ki, ondan daha şiddetlisi olmasın.

Hz. Ebubekir (ra)

Sabredenlere Kur’ân’dan Müjdeler

Kur’ân sabredenlerin Allah ile beraber olduğunu müjdeliyor. Bir fakir ve âciz kul için bundan büyük makam var mıdır?  

“Allah sabredenlerle beraberdir.” 83

 “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek imtihan ederiz. Sabredenlere müjdele.” 84 

“Sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.” 85 

Bizi Allah ile beraber kılan sabır üç şeyde gösterilir:  

1- Günahlardan kendini çekip sabretmek.   

2- Musîbetlere ve hastalıklara karşı sabretmek.

3- İbadet üzerinde sabretmektir. 87

  “Bir Müslüman’a yorgunluk, ağrı, tasa, keder, ezâ, gam, hatta vücuduna batan bir dikene kadar ne isabet etmişse, Allah buna karşılık, onun günahlarını affeder”.

Hazret-i Muhammed (asm)      

Hastalara Resulullah’tan (asm) Müjdeler 

Hastalığın her türlüsünde sabreden bir kul için yüksek müjdeler vardır. Bu günlerde nevrimizi döndüren Kovid-19 hastalığı için müjde olmaz mı?  

Kovid-19 hastalığı bizim ile hal diliyle konuşuyor ve bize üç müjdeyi birden veriyor:   

1- Günahımıza karşılık gelir, 88 affımıza vesile olur. Bize sabretmek şartıyla günahımızın döküleceğini müjdeler. Allah’ın mağfiretini müjdeler. 

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki:

 “Bir Müslüman’a yorgunluk, ağrı, tasa, keder, ezâ, gam, hatta vücuduna batan bir dikene kadar ne isabet etmişse, Allah buna karşılık, onun günahlarını affeder”.89

2- Sabır yönüyle imtihanımızdır. Allah’ın takdiridir. Allah’a teslim olur, rıza gösterirsek, bize Yüce Mevlâ’mızın rızasını müjdeler. Az bir sabırla inşallah İlâhî rızaya ereceğimizi müjdeler. Hastalık sebebiyle yapamadığımız ibadetlerin sevabını da alırız. 

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: 

Allah der ki: “Mü’min kullarımdan birine bir belâ ve hastalık verdiğimde Bana hamd eder ve verdiğim belâ ve hastalığa isyan etmeyip sabır gösterirse, yatağından kalktığında annesinden doğduğu günkü gibi günahlardan temizlenmiş olarak kalkar. 

Allah hafaza meleklerine şöyle buyurur: “Ben bu kulumu yatağa esir ettim. Ve ona belâ verdim. Ondan önce sıhhatteyken kendisine yazmış olduğunuz sevapları yazmaya devam edin.”90

3- Rahmetin müjdecisidir. Allah’ın hediyesidir. 

Bediüzzaman der ki: “Hastalık bazılara bir ihsan-ı İlâhîdir, bir hediye-i Rahmanîdir.” 91 Gücümüz yettiğince şükrederiz ve sabrederiz. Allah’tan geldiğine inanmak ve isyan etmemekle bize inşallah rahmeti, inayeti, lütfu ve Cennet’i müjdeler. 

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Mü’min’in işine hayret ederim. Onun işi tamamen hayırdır! Bu hâl ancak mü’mine mahsustur! Sevinirse şükreder; bu ona hayırdır! Bir şer isabet ederse sabreder; bu da ona hayırdır!” 92

  “Allah şöyle buyuruyor: “Bir sevdiğinin canını aldığım zaman, mü’min kulum sabrederek mükâfatını beklerse, karşılığı ancak Cennettir.” 93

Üç müjde birden 

Bize en yakın dostumuz bile üç müjde birden getirmemiştir. Ama Kovid-19 getirmiştir. 

Üç mesajı birden okumaz isek, kendimize zulmetmiş ve Allah’ın rahmetini itham etmiş oluruz. Bu durumda Kovid-19 canımızı daha çok acıtır, daha çok incitir, daha çok yakar.

Musîbet ve hastalıklar “menfi ibadettir.” 94  Yani bizi günahlarımızdan arındıran riyasız, ucbsuz, kibirsiz, gösterişsiz, safi ve halis ibadetlerdir.

Şu Peygamber (asm) müjdelerine de bakalım:

“Gözlerinden Allah  korkusundan sinek başı kadar yaş çıkan hiçbir kul yoktur ki, o yaşlar yüzüne aksın da, yüzü ebediyen ateşten korunmasın!”95

“Bir göz yaşarırsa, Allah o gözü taşıyan bedeni ateşe haram kılar.” 96

“Allah korkusuyla gözyaşı döken kimse, süt memeye geri dönmedikçe ateşe girmez. Allah yolunda yapışan tozla, Cehennemin dumanı bir araya gelmez.” 97

 “Ermiş ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşer; imanlı bir hastanın titremesi de, öyle günahları silker.” 98

“Kıyamette her şey ölçülür, tartılır. Bunlardan Allah korkusu ile akan gözyaşı, ateş deryasını söndürecek güçtedir.” 99

 “Bir göz yaşarırsa, Allah o gözü taşıyan bedeni ateşe haram kılar.” 100

Hazret-i Muhammed (asm) dünyanın zararı, ahiretin karıdır

Rabb’imiz tarafından takdir edilip gönderilen musîbetler, afetler ve hastalıklar için, canımız yansa da, isyan etme hakkımız yoktur. Peki, ne yapacağız? Özetleyelim:    

1- Allah’a dayanmalı ve Allah’tan sabır istemeliyiz.  

2- Musîbet ve hastalıklarda can kaybının şehâdet, mal telefinin sadâka hükmünde olduğunu, yani dünyanın zararının ahiretin kârı olduğunu unutmamalı; bu emsalsiz lütfu için Allah’a şükretmeliyiz. 

3- “Umulur ki hoşlanmadığınız bir şeyde sizin için hayır vardır.” 101 Âyetine itimat etmeli; Allah’tan kötülük gelmeyeceğini bilerek, bunu hayra yormalıyız.  

4- İnsanlara yardım eden her elin, Allah’ın rızası ile ve Cennet ile müjdelendiğini aklımızdan çıkarmamalı ve mümkün mertebe insanların yaralarını sarmaya çalışmalıyız.

5- Âcizliğimizi ve zafiyetimizi şefaatçi yaparak, Allah’tan kolaylık vermesini istemeli, duâmızı eksik etmemeliyiz. 

Peygamber Efendimiz (asm) zamanında bir kıtlık olmuştu. Bir Cuma günü Hazret-i Peygamber (asm) hutbede iken birisi ayağa kalktı ve:

“Mallar helâk oldu, çoluk çocuk aç kaldı Ya Resûlallah! Bize duâ buyur!” dedi. Allah Resulü (asm) mübarek ellerini kaldırdı, duâ buyurdu. Ardından yağmur geldi. Yağmur öyle çok geldi ki, o gün, ertesi gün, daha ertesi gün... Ta öteki Cuma’ya kadar hep yağmur yağdı. 

Ertesi Cuma bir başkası bu defa: “Ya Resûlallah! Afetten binalarımız yıkıldı, mallarımız boğulmaya başladı. Bize duâ buyur.” diye çığlık attı. Bunun üzerine Allah Resulü (asm) mübarek ellerini yine kaldırdı. Ve:

“Allah’ım, etrafımıza ver! Üzerimize yağdırma!” diye duâ buyurdu. Bunu söylerken de, mübarek eliyle hangi taraftaki buluta işaret buyurdu ise orası açıldı ve Medine üstü açık bir alana döndü. Kanat vadisi bir ay mütemadiyen aktı ve her taraftan kim geldi ise bol bol yağmur yağdığından bahsetti. 102

Duâ bizim Allah ile en etkin iletişim aracımızdır. Duâlarımıza ara vermeden devam etmeliyiz. 

6- Allah’a sitem etmemeli, isyan etmemeliyiz. Allah’a ve hayata küsmemeliyiz.  

7- Kaybı büyük olanlara teselli vermeli, acısı ağır olanların acısını paylaşmalı, bir kapıyı kapatan Allah’ın bir başka kapıyı açacağını müjdelemeli ve Allah’tan ümit kesici olmamalıyız.  

 8- Asıl mülk sahibinin Allah olduğunu, mülkünde dilediği gibi tasarruf edeceğini unutmamalıyız.  

9- Allah’ın; verdiği maldan hesap soracağını, fakat aldığı maldan hesap sormayacağını düşünmeli ve almak suretiyle hesap sormaktan da muaf tuttuğu için Allah’a şükretmeliyiz.

10- Başkalarının günahını araştırmaktan kaçınmalı; ama nefsimizi muhakkak hesaba çekmeliyiz.

11- Günahlarımızı itiraf etmekten kaçınmamalı, tevbe ve istiğfar etmeliyiz.

12- Duâlarımızda Cenab-ı Hak’kın, acımızı dindirmesini, zararımızı gidermesini, belâmızı kaldırmasını ve daha beterinden korumasını dilemeliyiz.

“Kıyamette her şey ölçülür, tartılır. Bunlardan Allah korkusu ile akan gözyaşı, ateş deryasını söndürecek güçtedir.”

 Hazret-i Muhammed (asm)

Dipnotlar: 

79- Lem’alar, s. 16.

80- Lem’alar, s. 327.

81- Camiü’s-Sağîr, 256.

82- Lem’alar, s. 327.

83- Bakara Sûresi: 153.

84- Bakara Sûresi: 155.

85- Zümer Sûresi: 10.

86- Nahl Sûresi: 96.

87- Mektûbât, s. 271.

88- Bediüzzaman, Sünûhat, s. 47.

89- Buhiri; Kitâb'ui-Merdâ, 10/91, Müslim; Kitâb'ul-Birr, 2573, Riyaz’üs-Sâlihîn 1/140.

90- Câmiü’s-Sağîr, 3/1274.

91- Lem’alar, s. 207.

92- Riyazu’s-Salihin,  1/122.

93- Buhâri; Kittb'ur-ReMİk, 11/207; Riyaz’üs-Sâlihîn, 1/135.

94- Lem’alar, s. 16-19.

95- Ramuzel-Ehadis: 386/1.

96- Ramuz el E-hadis: 371/8.

97- Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 8, (1633), Zühd 37, (2372), Nesai, Cihad 8, (6, 12).

98- Bediüzzaman, Lem’alar, s. 209; Buharî, Merda, 1,2,13,16; Müslim, Birr, 45.

99- Beyhaki.

100- Ramuz el E-hadis: 371/8.

101- Bakara Sûresi, 2/216.

102- S. Buhârî, 3/505.

-DEVAM EDECEK-

Okunma Sayısı: 7468
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı