Prof. Dr. Cahit Tanyol’u MEB Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi’nde görev yaparken tanıdım. Kadıköy Moda’da oturuyordu. Bize yakın olduğu için hasta olarak yanıma geliyordu.
Yapılabilecek tetkik ve tedavilerini yapıyordum. Necmettin Şahiner’in Said Nursî ve Nurculuk kitabında, Bediüzzaman Said Nursî ve Nurculuk ile ilgili fikirlerini bildiğim için her gelişinde bu konuda konuşurduk.
Bu hususta şunları söylüyordu: “Said Nursî elinde kalem olan bir kişi. Kitap yazıyor. Silâhı yok. Yazdığı Risale-i Nur Külliyatı Türkiye’de halkın bütün kesimlerinde ve üniversite gençliği tarafından okunuyor. Mustafa Kemal devlet gücüyle korunuyor, Yazdığı Nutuk adlı eseri pek bilinmiyor. Bu Türkiye için önemli bir sosyolojik gerçektir.”
“Bediüzzaman Said Nursî ve Nurculuk konusunda daha fazla bilgi alış verişinde bulunabilmek için Yeni Asya Gazetesi’ne gidebilir miyiz?” diye sorduğumda “Evet” dedi. Tarih 2001 ve 87 yaşındaydı. Gazetede Bediüzzaman ve Nurculuk konusunda yaklaşık 3 saatlik bir sohbet yapıldı.
O sohbetteki şu sözlerini aktarayım: “Eskiden sosyalizmi, hatta komünizmi savunur bir havada idik. Aynı dönemde, Said Nursî’nin eserleri hakkında da ‘Bilirkişi’ sıfatıyla, mahkemeden bizden raporlar isteniyordu. Risaleleri okurken, Said Nursî, bir yerde ‘Rus da dinsiz kalamaz’ diyordu; yani, ‘Komünist kalamaz’ demek istiyordu. Tabiî, biz o dönemde bu gibi sözlere güler, hatta alay ederdik. Ne var ki, zaman Said Nursî’yi doğruladı, haklı çıkardı.”
Sohbet sonrası Mehmet Kutlular Ağabey Prof. Dr. Cahit Tanyol Hoca’ya Risale-i Nur’dan kitaplar hediye etti.
Yakında yapılacak Risale-i Nur Kongresi dâvetiyesini verdi. Ve o yıl İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan Risale-i Nur Kongresi’ne katıldı.