Suudi kraliyet ailesi mensubu Prens Halid bin Farhan el Suud, ‘’Muhammed bin Selman, Trump yönetimi için Filistin topraklarının İsrail’e verilmesini öngören proje açısından önem taşıyor.’’ dedi.
Almanya’da sürgünde yaşayan Suudi kraliyet ailesi mensubu Prens Halid bin Farhan el Suud DW ile söyleşisinde, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasıyla ilgili Veliaht Prens Selman’ı suçladı. Halid bin Farhan el Suud, ‘’Kaşıkçı’nın kraliyet ailesiyle bağları olduğunu ve muhalif figür gibi gösterilmesine karşı çıktığını söyleyebilirim. Kraliyet ailesine karşı herhangi bir siyasi tehlike arz etmiyordu. Eleştirilerinde bile dikkatliydi. Onu Suudi hükümetine doğrudan tehdit oluşturmuş birisi olarak görmüyorum.’’ dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Riyad temaslarına ilişkin değerlendirmede bulunan Farhan el Suud, ‘’Önce şunu söylemek gerekir ki, Muhammed bin Selman Trump yönetimi için ekonomik ve askerî bakımlardan büyük önem taşıyor. Öncelikle de Filistinlilerin özerk bölgeden Sina yarımadasına sürülüp, Filistin topraklarının İsrail’e verilmesini öngören proje açısından. Washington yönetimi Muhammed bin Selman gibi kolay etkilenebilen ve yönlendirilebilen bir liderden vazgeçemez. Bu nedenle Pompeo’nun temaslarının bölgeyle ilgili planları gerçekleştirebilmek için veliaht prensi iktidarda kalmasını sağlama amacını taşıdığını tahmin ediyorum.’’ diye konuştu.
Trump’a Kaşıkçı baskısı
ABD Temsilciler Meclisi, Başkan Donald Trump’a bir mektup göndererek Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbetinin ‘Magnitsky Yasası’ kapsamında soruşturulmasını ve olayda Suudi Arabistan’ın rolünün olduğunun ortaya çıkması halinde bu ülkeye güçlü ve kapsamlı yaptırım çağrısında bulundu. “Sağlam kanıtlar, Suudi Arabistan yönetiminin, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ve bedeninin parçalanması talimatını verdiği şeklinde gözüküyor.” ifadesiyle başlayan mektupta Trump’a harekete geçmesi çağrısı yapıldı.
Meclis üyeleri mektupta, Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası kapsamında (Kaşıkçı olayında) “ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir kişiye yönelik yasa dışı infaz, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlallerinin” olup olmadığının Trump yönetimi tarafından belirlenmesini talep etti. Mektupta, Trump yönetiminin ABD Kongresine 120 gün (4 ay) içinde bu konuda bir rapor sunması talebinde de bulunularak, ilgili yabancı kişi veya kişilere buna göre yaptırım getirileceği kaydedildi. Söz konusu mektupta, “Paranın adalet ve diğer Amerikan değerlerinden daha önemli olduğu yönündeki açıklamalarınızdan oldukça endişe duyduk.” ifadesi kullanıldı.
Filistinlilere hizmet veren konsolosluk kapatılıyor
ABD Kudüs’te bulunan ve sadece Filistinlilere hizmet veren konsolosluk ofisini kapatacağını açıkladı. Karar Filistin yönetiminden tepki çekti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Filistin halkına hizmet veren ABD konsolosluğunun mayıs ayında Kudüs’e taşınan ABD’nin büyükelçiliği ile birleştirileceğini duyurdu. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo kararın “verimliliği arttırmak için alındığı” açıklamasını yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD’nin Filistin politikasını değiştirmediğini savundu. Karara tepki gösteren Filistin yönetimi ise, ABD’nin İsrail’in ihlallerini ödüllendirdiğini öne sürdü. Filistin başmüzakerecisi Saib Erekat, “Trump yönetimi çözümün değil sorunun bir parçası” açıklaması yaptı.
AA