Yeni Asya Vakfı’nda 21 Ekim Pazartesi günü gerçekleştirilen Hizmet İçi Eğitim Programı’nda “Medresetü’z Zehra” ve “Risale-i Nur’da Şahs-ı Maneviye Bakış” konusu ele alındı. Her ay belli konular işlenecek olan program Anadolu ve Avrupa hanım okuyucularını buluşturdu. Uzun süren seminer aralarında çay ve yiyecek ikramı yapıldı. Neşriyat hizmetiyle kitap satışı gerçekleşirken, mini gıda kermesiyle de hizmete katkı sağlandı.

“Risâle-i Nur manevÎ bir Medresetü’z-Zehra”

“Medresetü’z Zehra” konusunu anlatan Gülnur Tercan, şöyle konuştu: “Bediüzzaman’ın, ‘Elli beş yıllık gâye-i hayalim ve tam elli beş senedir Risâle-i Nur’un hakâikına çalıştığım gibi ona da çalışmışım’ dediği “Medresetü’z Zehra” projesi çok geniş mânâlarla dolu. Fen ilimleri ile din ilimlerini mezc ve derc ederek, külliye şeklinde tasarladığı bu eğitim projesi için hayatının her safhasında durmadan çalışmış. Darü’l-fünun olarak da nitelendirdiği Medresetü’z Zehra’nın müfredatından, eğitim diline, inşâ edilecek yerinden, öğretim görevlilerinin özelliklerine kadar birçok ince detaydan da eserlerinde bahsediyor. Bu projedeki gayelerinden biri de, İttihad-ı İslâma vesile olan uhuvvet-i İslâmiyeyi sağlamak. Maddî teşebbüsler için ne kadar gayret sarf edilse de, Medresetü’z Zehra maddeten hayata geçemiyor. Ancak daha sonra yazılan Risâle-i Nur Külliyatı manevî bir Medresetü’z-zehra, talebeleri de Medresetü’z Zehra’nın öğrencileri hüviyetinde oluyor.”

Şahs-ı manevînin şifa gücü

“Risale-i Nur’da Şahs-ı Manevîye Bakış” seminerini anlatan Emine Kostak, neden şahs-ı manevîye ihtiyaç duyulduğu ve Ahirzamanın mahiyetinden bahsetti. “Üstad Hazretleri Emirdağ Lâhikası’nda (s. 455) bir şahs-ı ma-nevîden bahsediyor. Ve o şahs-ı manevînin şakirtlerinin özelliklerinden bahsediyor. ‘.. yalnız ihlâs ve sadâkat ve tesanüd sıfatlarına tam sahip olan bir kısım şakirtlerdir. Ne kadar da az da olsalar, mânen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar.’ Risale-i Nur’da şahs-ı manevînin meyvesi şöyle ele alınır, ‘Evet, Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsinden gelen şifa duâsı, öyle yüz bin doktora mukabil gelir, diye biz de tasdik ettik. Hem bu hastalığın, Leyle-i Kadir’de Risaletü’n-Nur Talebeleri—hususan mâsumlar—ettikleri şifa duâları öyle bir derecede hârika bir surette te’sirini gösterdi ki, Üstadımıza sıhhat halinden daha ileri bir surette bir vaziyet verildi. Leyle-i Kadir’e lâyık bir tarzda çalışmaya başladı. Risale-i Nur şâkirdlerinden gelen bu duâ-i şifa, hârika bir mu’cize gibi bir keramet olduğunu biz gözümüzle gördük. Risale-i Nur Şâkirdlerinden Emin, Feyzi.”

HABER: KÜBRA ÖRNEK
[email protected]