Doç. Dr. Kaasım Fatih Yavuz, “Şiddet içerikli programlara maruz kalmanın artması çocuklarda ve gençlerde saldırganlık, içe kapanma, dış dünyaya karşı düşmanca hisler beslemeye sebep olabilmektedir” dedi.
İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kaasım Fatih Yavuz, şiddet içerikli video ve oyunların çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olmakla birlikte asıl koruyucu ve belirleyici olanını çocuğun oyunlar dışında sağlıklı sosyal ilişkilere sahip olması, spor, sanat ve hobi benzeri başka ilgi alanlarının da bulunması olduğunu söyledi. Pandemi süreci ile birlikte evde geçirilen sürenin artmasının ardından internet kullanımı ve oyun konsollarını olan ilgi de artış gösterdi. Özellikle çocukların uzun süreler vakit geçirdiği bazı bilgisayar oyunları, içerdiği şiddet ve kural tanımaz öğeler sebebiyle de sık sık tartışmaların odağına geliyor. Pandemi döneminde çocukların evde teknoloji ürünleriyle geçirdikleri vaktin uzamasının oldukça doğal ve normal bir durum olduğunu söyleyen Yavuz, “Fakat elbette, burada teknoloji ürünleri ile olan ilişkinin biçimi ve niteliği belirleyici bir unsur olacaktır. Burayı biraz daha açacak olursak, çocukların teknolojiyle ve teknoloji ürünleri ile ilişkisinin hangi amaçla, ne şekilde, kimlerle, ne sıklıkta ve ne kadar süreyle olduğu önemlidir. Örneğin, can sıkıntısı, kaygı, korku, çaresizlik vb. hislerden kurtulmak için oynanan bilgisayar oyunu ile, heyecanlı ve eğlenceli vakit geçirmek için oynanan oyun arasındaki etkilerde elbette kısa ve uzun vadede farklılık olacaktır. Hem çocukların ve hem de erişkinlerin bu olumsuz içsel deneyimlerle başa çıkmayı öğrenmeleri önemlidir. Çünkü olumsuz hislerden kurtulmak ya da kaçmak için yapılan her şeyin rahatlatıcı etkisi, oyun ekranının kapatılması kadar kısa sürecektir” diye konuştu.
Oyun ve televizyonlardaki şiddetin olumsuz etkileri var
Oyunların belirli bir kontrol süreci içerisinde oynatılması gerektiğine dikkati çeken Yavuz, şunları söyledi: “Tüm bunların yanı sıra, oyunların çocukların yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun seçilmesi, belirli bir zaman diliminde belirli bir süre sınırı içinde kullanılması ve mutlaka belirli sürelerle de olsa çocuklar oyun oynarken ebeveynlerin de onlara eşlik etmesi, teknolojinin bilinçli ve güvenli kullanılması açısından oldukça etkili olacaktır. Saldırganlığın gözleme dayalı olarak öğrenilmesinin ardından araştırmacıların çalışmalarını şiddet içerikli televizyon ve video oyunlarına da yönlendirdiklerini anlatan Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Video oyunları yansıttıkları gerçekçi simülasyonlar ile özellikle çocuk ve ergenler arasında kullanım bakımından ilk sıralarda yer almaktadır. Medya-şiddet ilişkisini inceleyen 51 bin katılımcı ile gerçekleştirilen 280 çalışmanın analizini yapan bir çalışma göstermiştir ki; şiddet içerikli programlara gerek televizyondaki gibi pasif tüketici olarak, gerek video oyunları gibi aktif tüketici olarak maruz kalmanın artmasının çocuklarda ve gençlerde saldırganlık, içe kapanma, dış dünyaya karşı düşmanca hisler besleme gibi geniş bir yelpazeye yayılan olumsuz etkilere sebep olabilmektedir. Çeşitli ülkelerde yapılan benzer çalışmalar da sonuçlardaki tutarlılığı göstermiştir”
AA