Proteinler vücudumuzun hayatiyeti için gerekli hormonların kimyasal sentezlenmesi, bir bölgeden başka bir bölgeye madde taşınması ve canlıyı mikroorganizmalar (gözle görülmeyen canlılar) ile öbür yabancı maddelerden koruma vazifeleri (antikor teşekkülü) vazifeleriyle, akıllara hayret veren karmaşık maddeciklerdir. Yetişkin bir insan vücudunun ortalama % 16’sı proteindir. Bu sebeple protein, büyüme ve gelişme için elzemdir.

Protein ihtiyacını karşılamak için Hâlık-ı Kâinat (cc) insanların yardımına uygun hayvanları göndermiştir. Bunlardan en bilineni tavuk cinsidir. Tavuk, dünyanın her iklimine uyum sağlayabilen ve dar gelirli insanların da bütçelerine uygun olan bir helâl gıdadır. Tavuk eti bütün insanlara, özellikle zayıf hastalara ve küçük çocuklara enerji kaynağıdır. 

Bu nimet yakın zamanlara kadar köylerde ve küçük çapta kümeslerde beslenerek üretilirdi. Günümüz üretim şekline gelince kaliteli ürün elde etme hedefinden sapılarak, fıtrata muhalif ve yüksek kâr amaçlı bir sektör haline getirilmiştir. Halkımızın sofralarında değişmez mönü ile en ön sırada bulunan tavuk eti üretimi, yumurtadan çıkıp, tabağımıza gelinceye kadar birçok aşamadan geçiyor. Üretim aşamalarında insan sağlığı ile alâkalı ve helâl ve tayyip vasfının korunup korunmadığı hususlarında maalesef çok az şey biliyoruz. 

Evvelâ bilinsin ki, köy tavukları biyolojik savaşın merhametsiz yöntemleri ile kuş gribi operasyonu diye imha edildi. Böylece çiftlik tavuğuna alternatifsiz yönlendirildik. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, Mine Şenocaklı’ya verdiği röportajda diyor ki: “Biliyorum canınız sıkılacak, yüreğiniz kabaracak, üzüleceksiniz ama gerçekleri öğrenmeniz lâzım. Sağlıklı diye yediğiniz tavuklar tavuk değil, daha yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik veriliyor. Kemikleri gelişmesin, sadece et yapsın diye… Tavuklar tarladaki patatesler gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Bıraksanız bile kıpırdayamıyorlar… Elinize aldığınızda kemikleri kırılıyor… Bu inanılmaz bir vicdansızlık… Sonra, görüyoruz her gün gencecik bir kadın meme kanserine yakalanıyor. Büyük olasılıkla daha sağlıklı diye sık sık tavuk yiyorlardır…”1

Mahiyeti karmaşık denetimsiz sun’î yemler, antibiyotik ve aşılarla çok kısa zamanda 1.7 kg yemle 1 kg tavuk elde ediliyor. Sürekli parlak spot ışıklar altında uyumadan yemeleri, hızla irileşmeleri ve bunun sonucu neredeyse sürüngen bir hayatla sağlıklı olmayan bir halde kesime veriliyor.

Bundan sonraki tehlikeli yolculuk, insan vücudunda devam edecek birçok kaza ve tahribata sebep olacaktır. Hormon ile yüklü, hasta ve yorgun olduğundan kendisine faydası olmayan tavuklar nasıl bize protein kaynağı olsun ve enerji versin? 

Tavukların nasıl bir eziyetle yetiştirildiğini bilen bazı insanlar asla tavuk yememeye başladı. Hormonlarla irileştirilip, sofralarımıza gönderilen bu tavuklardan zamanla biriken toksik ve kanserojen maddeler sonucu çok ciddî böbrek hasarı, çeşitli organlarda kanser ve genç nesilde kısırlık meydana geldiğini konunun uzmanları anlatıyor, yazıyor. 

Konumuza devam edeceğiz. 

Sağlıcakla kalın.

Dipnot: 1-www.vatan.com tr