Bolu’nun Gerede ilçesinden İsmail Cevahirli 20 yıllık emeği olan botanik bahçesini Bediüzzaman’ın telif ettiği
21. Söz Risalesi’nden etkilenerek kurduğunu söyledi.
Yeşilliği seyre doyumun olmadığı Tefekkür bahçesinin mevcut ağaç florası toplam tür adedi 37 ve ağaç adedi 728 olmak üzere, doğal ağaçlar( ahlat, alıç, yabani elma, kuşburnu) meyve ağaçları(Üzüm, kayısı, vişne, dut, armut, elma aşılı armut, döngel, erik, ayva, kızılcık), orman ağaçları ve süs bitkilerinden (Çam, sedir, mavi ladin, batı ladini, mazı, köknar, altuni mazı, fındık, kestane, çınar, akça ağacı, iğde, akasya, ardıç, at kestanesi, ateş dikeni, batı eriği, söğüt, altın çanak, elkovani, ıhlamur) oluşuyor.
Bolu’nun Gerede ilçesinden İsmail Cevahirli’nin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu botanik bahçesinde 20 senelik bir emeğinin olduğunu söyledi.
Cevahirli, Bediüzzaman Said Nursî’nin telif ettiği Sözler kitabındaki 21. Söz’de geçen “Hem bu bağdan çıkan mahsulattan kim yese –hayvan olsun, insan olsun; inek olsun, sinek olsun; müşteri olsun, hırsız olsun– sana bir sadâka hükmüne geçer” cümlesinden etkilendiğini söylüyor. Cevahirli, Risale-i Nur’dan esinlendiği ve büyük emeklerinin meyvesi olan bahçesini yıllar süren hazırlıklardan sonra şekillendirmeye başladığını belirtiyor.
Şimdi de merakın kamçısı olan “tefekkür bahçesi”ni geniş kitlelere medya aracılığıyla duyurarak gezenlerin bir şeyler öğrenmesini amaçlayan Cevahirli, hafızalarda kalıcı iz bırakabilmeyi ve tefekkür ettirmeyi hedeflediğini aktarıyor.
TEFEKKÜR BAHÇESİ FİKRİ NEREDEN ÇIKTI
Cevahirli, botanik bahçe oluşturma fikrinin nasıl doğduğunu anlatırken şunları aktarıyor:
“Botanik bahçesi fikri, konuya ilgim dolayısıyla başladı. Günlük stresten kurtulma, ferahlama amacıyla devam etti. Kasıtlı tahripler dolayısıyla zor zamanlarım oldu. Yalnız bırakıldım. Ancak 21. Söz’deki ‘Hem bu bağdan çıkan mahsulattan kim yese –hayvan olsun, insan olsun; inek olsun, sinek olsun; müşteri olsun, hırsız olsun– sana bir sadâka hükmüne geçer. Fakat o şart ile ki sen, Rezzak-ı Hakikî namına ve izni dairesinde tasarruf etsen ve onun malını, onun mahlûkatına veren bir tevziat memuru nazarıyla kendine baksan’ bakış açısı bana güç verdi, devam ettim ve bu günlere geldik, elhamdülillah. “Tefekkür Bahçesi” fikrinin ise, Risale-i Nur’daki felsefî derinliği olan tefekkür bahislerine ilgim dolayısıyla doğduğunu söyleyebilirim.”
UZUN ARAŞTIRMA SAFHASI
Fikrin nasıl geliştiğini açıklayan Cevahirli şöyle devam etti:
“3 yıllık hazırlık döneminde konuya ilişkin, Kur’ân meali, Hadis kitapları ve Risale-i Nur Külliyatı’nı taradım. Makale, dergi, kitap, TV program takibi yaptım, notlar aldım, ancak bunları kaybettim. Tekrar oluşturmak zorunda kaldım, tabiî bu zaman aldı. Dokümanlarımı tasnif ettim. Dokümanlar; Âyet, Hadis, Tefsir ve Risale-i Nur olmak üzere 4 bölüme ayrıldı. Bu sıraya göre de asıldı. Levhaya aktarılabilecek kısa-hatırda kalıcı-şok edici olanlarını seçtim. Reklâmcıya da tarif etmek suretiyle zor kısmı bitti. Levhaların da sıralaması çok önemliydi zira. Onu da yaptıktan sonra mevcut ağaçlara astık. Ancak bu sefer, rüzgâr levhaları düşürdü. Birkaç yerden bağlayarak o sorunu da aştık.”
İHMAL EDİLEN FARZ
İleriye dair ne yapmak isteğine dair ise Cevahirli şunları aktarıyor:
“Önümdeki hedef, bu ihmal edilen farzın önemini önce ilahiyatçılara, din dersi öğretmenlerine ve her seviyeden öğrencilerin gezmeleriyle anlatmak. Yapabilirsem, YouTube’a koymak. TV kanallarının çekim yapmalarını sağlayarak daha büyük kitlelere ulaşmak. Gezenlerin bir şeyler öğrenmesi, hafızalarında kalıcı iz bırakabilmek, memnuniyetlerini görmek beni ziyadesiyle mutlu etmektedir, edecektir. Bu mutluluk ve sevinç çekilen bütün zahmet ve meşekkatleri unutturuyor elhamdülillah.”
HABER: LÜTFİYE KEF