YENİ ASYA OKUYUCUSU HUKUKÇULAR VE AİLELERİ ÜÇ GÜNLÜK OKUMA PROGRAMI İÇİN BARLA’DA BULUŞTU. BARLA YENİ ASYA TESİSLERİNİN EV SAHİPLİĞİ YAPTIĞI BULUŞMADA NUR MENZİLLERİ DE GEZİLDİ.
Barla - Nuri Mannas
Barla’daki Yeni Asya Sosyal tesislerinde yapılan ve otuza yakın hukukçu aile ile genç hukukçuların iştirak ettiği okuma programı, kaynaşmaya ve istifadeye medar oldu.

Programın meslekî faaliyetler kısmında Prof. Dr. Faruk Turhan da bir seminer verdi ve soruları cevapladı. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kurucu Dekanı ve ceza ve ceza usul hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Turhan “Yargı Bağımsızlığı ve Hâkimin Tarafsızlığı” başlıklı konuşmasında güncel bazı örneklerden de yola çıkarak önemli konulara temas etti.

Turhan, Allah’ın Adl ismini tecellisine vesile olmakla görevli hâkimlerin bu işin hakkını verebilmek için öncelikle yaptıkları işin şuurunda olmaları ve hiçbir siyasî ya da sosyal tesir altında kalmadan karar vermeleri gerektiğini anlattı. Son yıllarda ülkemizde yargıya duyulan güvenin belirgin biçimde azaldığını ve gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altına gerilediğini vurgulayarak siyaset kurumunun bu olumsuz gidişata gerekli çözümleri üretmesinin zarurî olduğunu ifade etti.

Bazı iştirakçilerin değerlendirmeleri şöyle:
M. Said Zeki:
Barla buluşması yıllardır görmediğim dostlarımla hasret gidermeme vesile oldu. Ayrıca yeni dostlar kazandım. Gerek meslekî meselelerde, gerekse Risale-i Nur konularında yapılan müzakereler çok verimli oldu. Severek dahil olduğum “Barla buluşmaları”nın her geçen yıl daha da keyifli, kaliteli ve dolu dolu bir program olacağını ümit ediyorum. Organizesinden, konaklama ve yemek konusuna kadar emeği geçen herkese ve elbette katılan dostlara çok teşekkür ediyorum. Gelecek yıl buluşmak duasıyla.

Kemal Emre Çankırı ve Av. Melike Çankırı:
Cüz’î iradeler içinde ihlâslı bir karar,
Hücrelerimin maddî-manevî iman ferahlığı ve tazeliği yaşadığı bir nevbahar,
Meşguliyetiyle uhrevî ve dünyevî faydaların inkişaf etmesine vesile, işte o âsar;
Barla, istidatların inkişafına bir makar.
Dünya meşgalelerinden soyutlandığım Cennet iskemlelerinde, Tuba ağacının köklerini gösteren bir atmosfer sunar. Barla…

Av. Zakir Set: Aziz kardeşlerim,
Bu hafta sonu Barla’da bir araya gelmemiz, yalnız bir sohbet değil; kalplerimizi tevhid hakikatinde kenetleyen, kardeşliğimizi kuvvetlendiren, meslek ve meşrebimizi nur-u Kur’ân ile tezyin eden bir dersti. Risale-i Nur’un Barla’daki ilk tohumlarının, bugün hukukçu aileler arasında da boy vermesi, “fenâ fi’l-ihvân” sırrını daha derinden hissettirdi. Elhamdülillah, hem istifade ettik, hem de istifaza ettik. Bu hizmet müesseselerini tesis eden, bu organizasyonları düzenleyen ve buralarda fedakârâne hizmet eden bütün abi ve kardeşlerimizin rıza-i İlâhiye mazhar olmalarını niyaz ederim. “Allah’ım! Bizi ihlâs, sebat ve rıza sahiplerinden eyle.”
Ali Bayram:
İlk kez katıldığım, müdakkik meslektaşların içtimaından teşekkül eden bu güzide topluluğun Barla’daki buluşmasına davet edilmekten hakikaten onur duydum. Hukukçular olarak ele aldığımız imanî ve içtimaî konuları, derin anlayış farklılıkları bulunmaksızın, can sıkıcı tartışmalardan uzak bir şekilde müzakere etmekten o kadar lezzet aldım ki tadı damağımda kaldı.

Topluluğun teşekkülünde, programın tertibinde ve tesiste huzur içinde konaklamamızda emeği geçenlere sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Allah ebeden razı olsun.
Av. Hakan Özlen:
Barla… Nurların doğduğu, kalplerin nurlandığı bir merkez. Oraya gitmek, sadece bir gezi değil; bir ruh yolculuğu, bir gönül tazelenmesi. Biz de bu niyetle yola çıktık.
Çam Dağı’nda yıldızlara baktık, Üstad’ın “dinle de yıldızları şu hutbe-i şirine” çağrısını kalbimizle dinledik. O sessizlikte, o yükseklikte Kâinatın Hâlık’ını düşündük… Her şey O’nu anlatıyordu.“Hukukçular Programı” vesilesiyle Risale-i Nur’a olan bağlılığımızı yeniden hatırladık. Sebatımızı, metanetimizi tazeledik. Kardeşliğimiz ve dostluğumuz daha da pekişti, elhamdülillah.
Av. İbrahim Aktaşcı:
Risale-i Nur’un telif edilmeye başlandığı yer ve ilk Medrese-i Nuriye olan Barla’da, hukukçu dostlarımızla aile buluşmasında bir araya geldik. Okuduk ve tefekkür ettik. Tanış olduk ve irtibatımızı sağlamlaştırdık. “Risale-i Nur penceresinden adalet” konusu, üzerinde durduğumuz konulardan biriydi. Bu konu üzerine okumalar yaptık ve fikirler ileri sürdük.

Nurların parladığı yer olan Barla’da, adalet üzerine olan bu çekirdek fikirlerimizin ve adaletin bizzat kendisinin parladığı ve nurlandığı günleri de görmek nasip olur inşallah.
Av. Ömer Yetim:
Barla programı, Risale-i Nur’da geçen kelime ve kavramların rasgele kullanılmadığını ve kelime ve kavramların birbirleri ile bağlantılı olduklarını, örneğin birbirinden uzak olduğu düşünülen ihlâs ve adalet kavramlarının aslında birbirleri tamamlayan kavramlar olduğunu öğrendiğim program. Barla programı, katılımcılarda “Isparta Kahramanları”nın ruhunu hissettiğim program. Başta tesis müdürü Ubeyd kardeş olmak üzere organizasyonda ve ifasında emeği geçen herkesten ve tüm katılımcılardan Allah ebeden razı olsun.

Av. Suphi Uğur Çörekçi: Barla’da Bir Mana Silsilesi
Isparta’nın sarp dağlarında, Eğirdir’in mavi sularına bakan bir avuç toprak, Barla. Gözlerden uzak, gönüllere yakın duran bu köy, bir zamanlar büyük bir davanın ilk nefesi oldu. Said Nursî’nin sürgün yıllarını geçirdiği bu mekân, her taşında, her ağacında Risale-i Nur’un ruhunu barındırır. Çam Dağının sessizliği onun en gür sesli talebesi, Eğirdir Gölü’nün dalgaları ise mısralarının en sadık şahidiydi. Tesisin bahçesinde gezinen her ziyaretçi, bir zamanlar o büyük davanın ilk tohumlarının atıldığı topraklara bastığını hissediyor.

Av. Mehmet Ali Aslan:
Müzakere konularının icrası sırasında arkadaşların gösterdiği demokratik davranış/duruş ve sonuçtaki hakka teslimiyet takdire şayan idi. Barla; hakkın batıla galip geldiği, adaletin zulmü yendiği, fikrin kavganın önüne geçtiği, insanî değerlerin ve İslâm ahlâkının şahika örneklerinin sergilendiği, mananın maddeye takılmadan son hızla koştuğu bir meydan, bir münbit tarla ve Medresetüzzehra’nın çekirdeklerinin koca çınar ağaçlarına dönüştüğü bir mekân ve bugünlerde bir muhteşem sayfiye yeri olarak bu nevi ve çok daha ileri boyuttaki programlara ev sahipliği yapmaya seza bir yer olup, bu manalara tahşidât yapmaya devam edelim İnşallah.
Av. Hayrettin Yıldız:
Tüm tebrik, takdir ve teşekkürlere aynen katılıyorum. Allah razı olsun.