Uhuvvet Risalesinin Fransızcaya tercüme sürecini anlatan Esra Kuşe, “Risalelerin tercümesi okyanustan bir katre mesabesinde. Biz, tercümelerle bir nebze olsun hakikatleri başka milletlere ulaştırmaya çalışıyoruz” dedi.
Risale-i Nur eserlerini Fransızcaya çevirme çalışmalarını yapan Türkiye’den Fransızca mütercim-tercümanlık mezunu Esra Kuşe Uhuvvet Risalesinin tercüme ve basım sürecini şöyle anlattı: “Yurtdışı Hizmetler Komisyonu YUHİB’in isteği üzerine, Uhuvvet Risalesini tercüme etmeye 2018 Ağustosta aylık kampta başlamıştım. Mayıs 2019’da Birinci Mebhasın tercümesi bitti. Bu biten bölümü, hem Risale bilgisine, hem de Fransızca hakimiyetlerine güvendiğim arkadaşlara tashih için gönderdim. Uhuvvet Risalesi hepimiz için bir tecrübe oldu ve çalışma sistemimizi bu eserle yavaş yavaş oluşturmaya başladık. İlk tashihten sonra ikinci bir tashihe ihtiyaç olduğunu fark ettim ve tercümeyi başka arkadaşlara, ikinci bir tashih için gönderdim. Tashihler de Mayıs 2020’de bitti ve basım için gerekli mercilere gönderdim. Kitap basıma hazırlanırken, Avrupa Tercüme Heyetinin de tavsiyesi üzerine, Arap veya Fransız arkadaşlarımıza önden bir okuttuk. Onlardan da gelen geri dönüşler doğrultusunda, basıma hazır halini son kez düzenleyip, 2021’in sonunda artık son kez basıma gönderdim.
Tabiat ve Ramazan Risaleleri tashihte
Yine YUHİB tarafından hazırlanmış tanıtım broşürünü çevirmem istenmişti. O da hemen hemen aynı aşamalardan geçti ve nihayet Fransızcasını gönderdim. O da en kısa zamanda basılır diye ümit ediyorum. Şu an Tabiat ve Ramazan Risalelerinin tercümesi bitmiş durumda. İkisi de birinci tashihte. Allah’ın izniyle onları da yazdan sonra basıma hazır ederiz diye düşünüyorum.
Fransa Müslüman bir ülke olmadığı için hem tevhid konularına, hem de daha çok sosyal hayatımızı düzenleyen, insanların şahsi hayatlarında karşılaşabilecekleri durumları ele alan Risalelere ihtiyaç var. Bu yüzden Tabiat ve Ramazan Risaleleri önemliydi. Bundan sonra da seçimlerimizi yine bu yönde yapmayı düşünüyoruz. Mesela Yirmi Üçüncü Söz, Hastalar Risalesi ve İhtiyarlar Risalesi gibi.
Her an şahs-ı manevinin desteğini hissettik
Hiçbir çeviri asıl eserin yerini tutamaz. Zaten mükemmel çeviri de yoktur. Nasıl ki Kur’an’ın tercümesi mümkün değilse, aslında Risale-i Nurların da, Kur’an tefsiri olması hasebiyle, tercümesi mümkün değil. Anlayacağınız, Risalelerin tercümesi okyanustan bir katre mesabesinde. Biz, tercümelerle bir nebze olsun hakikatleri başka milletlere ulaştırmaya çalışıyoruz. Zor bir iş bu yaptığımız, fakat yalnız değiliz ve değildik. Her an şahs-ı manevinin desteğini hissettik elhamdülillah. Merhum Mehmet Özkan başta olmak üzere, teşvik eden, destek ve yardımcı olan ve dua eden herkesten Allah razı olsun.”
Haber Merkezi