"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hizmet-i Kur’ân’da arkadaş tayin edilen talebe

Furkan Demir
06 Ağustos 2012, Pazartesi
Barla denemeleri - 3

Hulus-i Sani, Nur iskele memuru, Risale-i Nur’un kaptanı, Nur iskele nazırı, Santral, Hoca, Sıddık!
Bir başka deyimle lâhikalardaki cümleleriyle sürekli olarak bizi başka dünyalara götüren Sabri ağabey…
Sabri Ağabeyden çıkaracağımız çok dersler olduğu aşikâr. Hizmetin değişik fıtratlara, her fıtratın da bir hizmete ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bu açıdan Sabri Ağabeyin hizmette farklı bir görevi vardır. Meselâ yazılan Nur Risalelerini Eğirdir Gölü üzerinden ilk olarak Hafız Ali ve Hulusi Yahyagil’e ve diğer civar köylere ulaştırır. O havalide bir nev'î ‘santral’ vazifesini deruhte eder. Sonraki dönemlerde ve Kastamonu Lâhikası’ndaki bazı mektuplardan da anlayabildiğim kadarıyla Nur Postacılarının takip ve düzenini sağlar. Isparta, Risale-i Nur’un o tarihlerde neşir hizmetini yapan ve merkez olarak kullanılan basım ve dağıtım merkezi olmuştur. Sabri Ağabey ise bu düzeni ve irtibatı takip eden kişi olarak tarihe geçmiştir.

HOCA SABRİ!
Aynı zamanda imamlık vazifesini yürütmektedir. Bundan dolayı “Hoca Sabri” de denilmiş. İlginçtir, Üstad Hazretleri talebelerinin hangi sıfatları var ise onlarla hitap etmeyi tercih etmiştir. Yani “Bunlar benim talebem” deyip onlardaki sıfatları yok saymamıştır. Sabri Ağabey, istibdat yıllarında, Üstad Hazretlerinin “…ruhsatla amel et” dediği ve imamlık vazifesini devam ettirmesini istediği talebe olmuştur.

SIDDIK!
Zira dâvâsından taviz vermemiş. Yazdığı/yazacağı her risâleyi Üstadına haber vermiştir (“22. Nur deryasına dalıyorum...” vb. ifadeler). Nurla yaşamış, nura hayat vermiş ve nur ile vefat etmiştir. Sıkıntılı dönemlerde hizmette geri durmamış, Üstadıyla birlikte dokuz ay hapis yatmıştır.

HULUS-İ SANİ!
Çünkü “Sabri’nin hakiki ismi Muhammed Sabri’dir. Bu isim hesab-ı ebcedle tek bir fark ile Abdülkadiri olur. Demek ikinci Hulusi, birinci Hulusi gibi birincidir.”1 Yine Üstadın deyimiyle “…Cenâb-ı Hak tarafından bana talebe ve hizmet-i Kur’ân’da arkadaş tayin edilmiştir.” 2
Aynı zamanda özel bir nişana (ayak parmaklarının ikinci ve üçüncü parmakları bitişik olması) sahiptir. Üstadın “…fıtraten bende mevcut has bir nişan var; bütün gezdiğim yerde kimsede görmedim. Sabri’de aynı nişan-ı fıtrî var.” 3 dediği gibi “…elbette senin merhume validen benim de validemdir” 4 iltifatına da mazhar olmuş. Neseben bu özelliği ise, ilk yazdığı eser olan 19. Mektub (Mucizat-ı Ahmediye) ile tevafuk etmiş.
Evet, Sabri Ağabey de Hulusi Ağabey gibi nura âşıktır. Fakat lâhikalarda Hulusi Ağabeye göre kalbî yönü daha ağır bastığı görülür. İkisinin de farklı alanlarda istihdam edildiği aşikâr. Gördüğüm kadarıyla Sabri Ağabey nurların “neşir” kısmında çok daha fazla vazifeyi yerine getirmiş. Hulusi Ağabey ise daha çok “Nurların anlaşılması ve yazılmasıyla” alâkadar olmuştur. Fakat ikisi de bir nev'î birinci talebeliği kazanmışlar.
Âşık olan bir kişinin sabırsızlığıyla daha yazarken heyecanlanan ve “Gönül isterdi ki, hemen Risaletü’n-Nur’un umumunu yazıversem de mâmelekimde bulunan dürr-i yektaları istidadım nisbetinde mütalâaya başlasam.” diyebilen bir talebe…
Başka bir yerde ise yine bir aşığın edebiyatı gibi “Ruhlarımız ateşe maruz çimen gibi yanık, küskün, solgun bir vaziyette olup…” diye hislerini ifade eder. Ve Nurlarla geçirdiği dakikaları “Bu muayyen müddetin bir gününe sabıkan geçirmiş olduğum umum hayatımın bile mukabil olamayacağı kanaatindeyim” sözleri ile kıyaslar.
Rabbim, nurları yaşamayı ve birçok insanın da yaşamasına vesile olmayı nasib eylesin!...

Dipnotlar:       
1- Lem’alar, s. 82.
2- Barla Lâhikası, s. 50.
3- Barla Lâhikası, s.
4- Kastamonu Lâhikası, s. 286.

Okunma Sayısı: 2480
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı