“DEMOKRAT PARTİ’NİN İSMİ DE, RUHU DA, FİKRİ DE SAHİPLERİYLE BELLİ” DİYEN DP LİDERİ GÜLTEKİN UYSAL, 14 MAYIS’TA MİLLETİN İKTİDARA “YETER, SÖZ MİLLETİN” DİYECEĞİNİ SÖYLEDİ.
14 Mayıs’ın asıl sahibi Altılı Masa’da
ERDOĞAN’IN DEMOKRATLIKLA İLGİSİ YOK
CUHMURBAŞKANI Erdoğan’ın 2023 seçimi için 14 Mayıs tarihini işaret etmesini değerlendiren Uysal, “Demokrat Parti’nin ismi de, ruhu da, fikri de sahipleriyle belli. Sayın Erdoğan’ın ne Demokrat Parti ile bir alâkası var, ne Menderes ile bir alâkası var. Birbirine benzemeyen karakterler” diye konuştu.
HALK “YETER, SÖZ MİLLETİN” DİYECEK
DEMOKRAT Parti’nin çizgisinin belli olduğunu vurgulayan Gültekin Uysal, “Erdoğan’ın sözlerinin karşılığı olup olmadığını seçimde göreceğiz. 14 Mayıs yolsuzluklara, usulsüzlüklere, hukuksuzluklara tüm milletimizin ‘Yeter söz milletindir’ diyeceği bir gün olacaktır” dedi.
***
14 MAYIS’IN SAHİBİ DEMOKRATLARDIR
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Biz yeniden yolsuzluklara, usulsüzlüklere, hukuksuzluklara karşı ‘yeter söz milletindir’ demek için 14 Mayıs’ı fırsat biliriz” dedi.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, ortak Cumhurbaşkanı adayı eksenli tartışmalara karşılık, ”Kazası yok bazı hatalar için. Karşıda on parmağında on kara, doğru bile söyleseniz onu bile çarpıtacak bir propaganda makinası var. O açıdan girdiğimiz süreçte artık söylenecek sözler, alınacak tavırlar hiçbir şekilde telafi edilemeyecektir” dedi. “Seçim gongu çaldı” diyen Uysal, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, altı siyasi parti arasında en kısa sürede ittifak modeli çalışması yapılacağını belirtti. Uysal, Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yeter söz milletindir” sloganıyla 14 Mayıs’ı seçim tarihi olarak işaret etmesine ilişkin röportajı verdiği Celal Bayar Köşkü’nü vurgulayarak, asıl mirasçıyı Demokrat Parti olarak ifade etti.
Artık yolun sonuna gelindi
Uysal şöyle konuştu: “Anladığımız kadarıyla onlar da var olan iktidar zamanı için ‘yeter’ diyorlar. Demokrat Parti olarak biz kurucu irademizin ortaya koyduğu ilkeler neyi ifade ediyorsa bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Sayın Erdoğan’ın, Demokrat Parti geleneğiyle ve Menderes ile bir illiyet geçmişi, fikir çizgisi bağı yok. Ama ne zaman (Erdoğan’ın) meşruiyet açığı olsa, söyleyecek sözü bitse, zaman zaman Demokrat Parti, Menderes, Özal referansları verir. Ama artık yolun sonuna gelindi. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi bir parti olmaktan da çıkmış, Sayın Erdoğan’ın hayran kulübü haline gelmiştir. Ayrıca o gün Demokrat Parti muhalefetteydi ve iktidara ‘yeter’ diyordu. O açıdan yanlış bir söylem. Ama biz 14 Mayıs’ta olmasından mutlu oluruz. Demokrasilerde muhalefet iktidarı eleştirir ama tersi yaşanan garip bir dönem yaşıyoruz. Bunun da sebebi belli, Türk milleti, Sayın Erdoğan’a, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mazeret bırakmayacak şekilde yetki vermiş, güç vermiş. O da yetmemiş, mutlak güç istemiş. Onu da vermiş. O da yetmemiş, dilimizden dökülenler kanun olsa diye bugün adına yerli-milli cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen bu çarpık mekanizmayı, keyfi rejimi inşa etmesine imkan vermiş. Bütçesiyle dört tane beş yıllık kalkınma planı uygulayacak bir zaman dilimi de vermiş. İcraat ortada. Sayın Erdoğan’ın kadrolarınca atılan hukuk, kalkınma, uluslararası ilişkilerdeki yanlış adımlar nedeniyle maliyetini milletimiz ödüyor. O açıdan biz yeniden yolsuzluklara, usulsüzlüklere, hukuksuzluklara karşı ‘yeter söz milletindir’ demek için 14 Mayıs’ı fırsat biliriz.”

‘Kuvvetler Uyumu’ denilerek ortaya konulmuş
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kontrol mekanizmalarıyla yargıyı, yüksek yargıyı, TSK’yı belirlediği, yürütmeye tahakküm ettiği, yasamayı belirlediği bir sistem var. YSK’dan çıkacak netice hukuksuz bir karar olur. O nedenle muhalefet olarak biz zaten altılı masa etrafındaki siyasi partiler olarak 6 Nisan’dan sonra yapılacak bir seçime hiçbir şekilde cevaz vermemeli kararımız var. Toplumsal muhalefet de bu konuda hassas. Meclis’teki Cumhur İttifakı çoğunluğu, seçim kararı için gerekli beşte üç çoğunluğu yakalamasına müsaade etmiyor, bu kararı geçiremez. Ancak Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı yetkisiyle bu kararı alırlar. O da zaten hukuksuzluğu ortaya çıkarır. Biz de bunun sonuna kadar takipçisi olmak mecburiyetindeyiz.”
‘Yeter söz milletindir’ diyeceğiz
Demokrat Parti’nin ismi de, ruhu da, fikri de sahipleriyle belli. Ki ben de Demokrat Parti’de belediye başkanlığı yapmış bir dedenin torunuyum. O açıdan Sayın Erdoğan’ın ne Demokrat Parti ile bir alakası var, ne Menderes ile bir alakası var. Birbirine benzemeyen karakterler. Ama zaman zaman böyle gömlek değiştiriyoruz diyerek çıktıkları yolda bir illiyet bağı oluşturma gayretleri olmuştur. Ama hiçbir şekilde bu ruha sahip olmadıklarını Yassıada’ya yaptıkları muameleden bile başlı başına anlayabiliriz. O açıdan biz Demokrat Parti olarak çizgimiz, bu ülkenin kurucu değerlerinin, demokrasimizin değerlerinin, Cumhuriyetimizin değerlerinin, milletimizin milli manevi değerlerinin ortak paydasında bir iradeye sahibiz. Erdoğan’ın sözlerinin karşılığı olup olmadığını seçimde göreceğiz. Demokrat Parti başta ifade ettiğim gibi yolsuzluklara usulsüzlüklere, hukuksuzluklara bu Celal Bayar Köşkü’nden, Kırat’ın gölgesinden tüm milletimize ‘Yeter söz milletindir’ diyeceğimiz bir gün olacaktı.