Karar Gazetesi Yazarı Taha Akyol, “Güç bozar mutlak güç mutlaka bozar” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısında “Batı’da 18. Yüzyıldan itibaren modern düşüncenin gelişmesiyle tarih ve güncel bu açıdan araştırıldı. “Tabii hukuk, gücün sınırlanması, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı” gibi felsefi düşünceler ve bu düşüncelerin eseri olarak hukuk kurumları gelişmeye başladı” diyen Akyol şunları söyledi: “Bizde 20. Yüzyılda Necip Fazıl edebi eser olarak “Büyük Mazlumlar”ı yazdı, değil mi? Ama güç nasıl sınırlanmalı, denetlenmeli ve dengelenmeli ki zulüm yapamasın diye bir tek soru aklına gelmemiştir. Böyle bir sorgulamaya İkinci Meşrûtiyet İslâmcıları başlamıştı. İstibdadı sorguluyorlardı; Elmalılı Hamdi, Said Nursî, Filibeli Ahmet Hilmi, Mansurizade… Fakat zamanımızda “Siyasal İslâm” siyasal aktivizmi ön plana çıkardı, İslam’ın düşünce mirasını da çağımızdaki sorunlarını da arka plana itti. Cihad ve itaat öncelikli, sert ve kısır bir anlayış geliştirdi.”