3 MAYIS DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜNÜ, BASINA YÖNELİK BASKILARIN ARTARAK SÜRDÜĞÜ BİR ORTAMDA İDRAK ETTİK.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün basın özgürlüğü sıralamasında 154. sırada olan Türkiye, Freedom House’a göre basın özgürlüğünün bulunmadığı bir ülke.
BASINI ENGELLEMEK SUÇTUR
Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği, ÇGD, DİSK Basın-İş: “Basın özgürlüğü, evrensel ve yerel hukukun güvencesi altındadır; aykırı her uygulama suçtur.”
İKTİDAR MEDYASI KAYBETTİ
Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Ulusal Komitesi Bşk Yrd Kızılkaya: “Siyasî baskıyla ele geçirilen merkez medya etkinliğini kaybetti. Bağımsız medyanın etkisi ise artıyor.”
TMK SUSTURMA ARACI
Columbia Üniversitesi İnsan Hakları Direktörü Phillips: “TMK, gazetecileri susturmak için kullanılıyor. Bu durum çok ciddi bir insan hakları ihlalidir.”
***
Basının günü var, hürriyeti yok
Türkiye, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne bu yıl da basının tarafsızlığını kaybettiği ve gazetecilerin hak kaybına uğradığı bir ülke olarak girdi.
Türkiye, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününde bu yıl da uluslararası gazetecilik örgütlerinin kara listesinden çıkamadı.

Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) kuruluşunun her yıl hazırladığı basın özgürlüğü sıralamasında 154. sırada. Freedom House’a göre basın özgürlüğünün olmadığı bir ülke olan Türkiye. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) son raporuna göre Türkiye Çin’den sonra en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke. 92 yaşındaki ünlü Amerikalı filozof Prof. Dr. Noam Chomsky ve Columbia Üniversitesi İnsan Hakları Direktörü David Phillips VOA Türkçe’ye Türkiye’deki basın özgürlüğü konusundaki düşüncelerini aktardı.
Çok ciddÎ tehlike altında
Chomsky, Türkiye’de halk üzerindeki baskıların her geçen gün daha da arttığını belirterek, “Gittikçe daha da otoriter bir hal alan Erdoğan rejiminin Türk toplumu üzerindeki boğucu hakimiyeti genişledikçe hürriyetler de kısıtlanıyor. Basın hürriyetine yönelik baskılar artıyor. Türkiye, basın hürriyetleri konusunda çok ciddî bir tehlike altında. Sınır Tanımayan Gazeteciler Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin sıralamasına bakın Türkiye’deki basın özgürlüğünün nerede olduğunu görürsünüz” dedi.

İfade hürriyetinin ihlali
Columbia Üniversitesi İnsan Hakları Direktörü David Phillips diğer ülkelerle kıyaslandığında en fazla gazetecinin hapiste tutulduğu ülkelerin başında gelen Türkiye’de cezaevindeki gazeteci sayısının bile tam olarak bilenemediği belirterek, “Türkiye’de gazeteciler susturulmak için hapsediliyor. İnsan hakları ihlâlleriyle ilgili haber yapanlar, karşı görüşte olan gazeteciler susturulmak için hapsediliyor. Bu durum ifade özgürlüğünün ihlâlidir” dedi.
Basını susturmak için kullanılıyor
Philips, “Terörle mücadele oldukça kıymetli bir sözcüktür ancak Türkiye’de amacı sadece teröristlerle mücadele etmek olan terörle mücadele yasası, gazetecileri ve muhalifleri susturmak için kullanılıyor. Bu yasalarla Türkiye’de halkın ifade özgürlüğü kısıtlanıyor. Bu yasalar siyasî amaçlar için kullanılıyor. Bu durum çok ciddî bir insan hakları ihlâlidir. Washington artık Tayyip Erdoğan’dan bu yasaları kendi siyasî çıkarları için kullanıp insan hakları ihlâllerine neden olduğu için oldukça bıkmış durumda” ifadelerini kullandı.

Ana akım medya kalmadı
Yazılı ve görsel medyanın yüzde 95’inin iktidara yakın sermaye gruplarının kontrolünde olduğu ülkede, iktidarı kontrol etme işlevine devam etmeye çalışan medya kuruluşlarına ise baskı giderek şiddetleniyor. Türkiye’de şu anda bir ana akım medya olduğunu söylemenin zor olduğunu düşünen Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkan Yardımcısı ve Journo Proje Editörü Kızılkaya, “Siyasi baskılarla ele geçirilen merkez medya kuruluşlarının imkânları geniş, ama kamuoyunun haber ihtiyacını gideremediklerinden erişimlerini ve etkilerini son yıllarda büyük ölçüde kaybettiler. Bağımsız medya kuruluşlarının etkisi ve erişimi ise giderek artıyor. Ancak bu kuruluşlar henüz yeterli ekonomik ve teknolojik imkâna sahip değil” diyor.
***
Gazetecilik suç değildir
Almanya Dışişleri Bakanı Maas, Dünya Basın Özgürlüğü Günü açıklamasında, dünyanın birçok ülkesinde gazetecilerin meslekleri sebebiyle baskı gördüğünü ve tutuklandığını hatırlatarak “Gazetecilik suç değildir” dedi. “İnsanların özgür ve bağımsız haber almaya ihtiyacı var, bu olmadan demokrasi işlemez” diyen Maas, koronavirüs pandemisi döneminde gazetecilerin işinin “daha önemli, ama daha çok daha zor” bir hâle geldiğini belirtti. Dünyanın birçok ülkesinde gazetecilerin yoğun baskı altında olduğuna dikkat çeken Almanya Dışişleri Bakanı, “Pandemi ile mücadele kisvesi altında çalışmaları kısıtlandı, tartışmalar engellendi, yanlış bilgiler yayıldı” ifadelerini kullandı.

***
Ortak tutum alınmalı
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde 3 gazeteci örgütü ortak bir açıklama yayınlayarak, “basın özgürlüğü, evrensel ve yerel hukukun güvencesi altındadır ve aykırı her türlü uygulama suçtur” dedi. Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) tarafından yapılan açıklamada dünya genelinde pandemi ile birlikte insan haklarının gerilemesine bağlı olarak basın hürriyetinin de gerilediği vurgulandı. Açıklamada, “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde kamu otoritesini, evrensel ve yerel hukukun güvencesinde olan basın özgürlüğüne aykırı her türlü uygulamadan vazgeçmeye çağırırken, demokratik hukuk devleti çatısı altında yaşama idealinde olan herkesin, basın özgürlüğüne yönelik her türlü baskıya karşı ortak tutum alması gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz” ifadeleri kullanıldı.
***
Gazetecileri bırakın
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, iktidarı cezaevindeki gazetecileri hür bırakmaya, gazetecilik faaliyetini engellemekten, gazetecileri hedef gösteren, fizikî saldırıya yol açan nefret söyleminden vazgeçmeye çağırdı. İktidarın halkın haber alma hakkını da engellediğine dikkat çekilen açıklamada şu görüşler yer aldı: “İktidarın özgürlükleri çoğaltacağı iddiasıyla açıkladığı her reform paketiyle adaletsizlikler de büyümektedir. İktidarı, iddia ettiği gibi demokratik bir ülkede yaşıyorsak cezaevindeki gazetecileri özgür bırakmaya, gazetecilere yönelik fiziksel saldırıları engellemeye, sorumlularını bulup cezalandırmaya çağırıyoruz.”