GEÇEN YIL İÇİN AÇIKLANAN YÜZDE 1.8 BÜYÜME ORANI SORU İŞARETLERİNE YOL AÇTI.
İSTİHDAM DÜŞERKEN BÜYÜME OLUR MU?
Prof. Dr. Korkut Boratav: “İstihdam düşerken, ekonominin böyle bir dinamizm içermesi beklenemez. Bu bir çelişkidir. İstihdam düşerken nasıl artış oldu? Bunu sağlayan nedir? Şüphe var. İstatistiklerin güvenilirliğini ciddi olarak şüpheye sürüklüyor. ”
KREDİ BAZLI BÜYÜME ZENGİNLERE YARADI
Prof. Dr. Kâmil Yılmaz: “Kredi bazlı bir büyüme yaşandı. Ekonominin kredi yoluyla büyütülmesi işsizlik ve gelir dağılımı açısından doğru değil. İşsiz sayısı 10 milyonu geçiyor. Kredilere zengin kesimler ulaştı, ama yoksul kesimler aynı oranda ulaşamadı.”
***
Bu nasıl büyüme?
İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamlarıyla ilgili, “İstihdam düşerken nasıl artış oldu? Bunu sağlayan nedir?” diye sordu.
İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, 4. çeyrekteki yüzde 5.9, yılın tümündeki yüzde 1.8’lik büyümeyi değerlendirerek özellikle istihdamdaki düşüşü hatırlattı. Prof. Boratav, “İstihdamın bütün sektörlerde bu derecede düştüğü bir dönemde pozitif büyüme, Türkiye ekonomisinde verimlilik artışında dünya rekoru oluşturuyor. Bu tür bir bulgunun istatistikler açısından sorgulanması gerekiyor” dedi. Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’a konuşan Boratav, şöyle devam etti: “Hem tüm sektörlerde hem ekonominin tümünde 2020’deki istihdam düşüşü dikkate alınırsa, pozitif büyüme emek verimi açısından bir dünya rekoru kırmıştır. Bu tür bir bulgunun istatistiklerin güvenilirliği ve ekonomi açısından ayrıntılı olarak sorgulanması gerekir.”
İstihdam düşerken nasıl artış oldu?
İstihdam düşerken, ekonominin böyle bir dinamizm içermesinin beklenemeyeceğine işaret eden Boratav, şunları söyledi: “Bu bir çelişkidir. İstihdam düşerken nasıl artış oldu? Bunu sağlayan nedir? Arka plan nedir? Ne türden bir teknolojik değişme olmuştur? Bir sıçrama mı olmuştur da üretim bu derece dramatik bir biçimde değişmiştir? Şüphe var. İstatistiklerin güvenilirliğini ciddî olarak şüpheye sürüklüyor. Tüm bunların ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekiyor.”
Kredi musluklarının açılması etkili oldu
Türkiye ekonomisinin 2020 yılını büyüme ile kapatmasının en önemli nedeni, ekonomi yönetiminin kredi musluklarını açması oldu.
DW Türkçe’ye konuşan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, pandeminin başlangıç döneminde Türkiye’nin 2020 yılında ciddî bir küçülme yaşayacağına dair öngörülerin olduğunu ancak bunun gerçekleşmediğini söylüyor. Prof. Yılmaz, “Bunun en önemli nedeni, çok güçlü bir kredi politikası uygulanması oldu” diyor. Başta kamu bankaları eliyle olmak üzere kredi arzında büyük bir sıçrama yaşandığını vurgulayan Kamil Yılmaz, “Dolayısıyla kredi bazlı bir büyüme yaşandı diyebiliriz. Kredi aracıyla talep canlandırıldı. Bu da ekonomide yüzde 3-5 küçülme beklenirken, tam tersi büyümeye yol açtı” diye konuşuyor.
İşsiz reel sayısı 10 milyondan fazla
Ekonominin kredi yoluyla büyütülmesinin işsizlik ve gelir dağılımı açısından doğru olmayan bir yol olduğunu kaydeden Prof. Yılmaz, “İşsiz sayısı reel olarak baktığımızda 10 milyonu geçiyor. Bu kesimler, hane halkları pandemi döneminden çok kötü etkilendi. Türkiye’de ekonomi yavaşlamaya başladığında reçete her zaman kredi hacmini arttırmak oldu. Bu bir politika tercihi. Ancak devreye sokulan kredilere zengin kesimler ulaştı ama yoksul kesimler aynı oranda ulaşamadı” şeklinde konuşuyor.
İnşaat sektörü artık Türkiye’yi taşıyamıyor
Prof. Yılmaz, uzun yıllardır ülke ekonomisinin itici gücü olarak konumlandırılan inşaat sektörünün son 3 yıldır küçüldüğüne işaret ederek, “İnşaat sektörü artık Türkiye’nin büyümesini taşıyamıyor. 2020 verilerinde de bunu görmüş olduk” diyor. 2020 yılında Türkiye’de sanayi sektörü 2020’de yüzde 2, tarım ise yüzde 4,8 büyüdü. Pandeminin en çok vurduğu hizmetler sektörü yüzde 4,3 küçülürken, inşaat sektöründeki küçülme ise yüzde 3,5 oldu.
***
Gelirimiz azaldı
Türkiye’de kişi başına düşen millî gelir düştü, kişi başı millî gelir 2020’de 8 bin 599 dolar oldu.
Twitter’dan paylaştığı grafikle 2004’e geri dönüldüğünü hatırlatan Ekonomist Uğur Gürses “Türkiye’de kişi başı millî gelir 2020’de 8 bin 599 dolara düştü. Bu, 2004’deki kişi başı dolar değerine dönüş demek. 2004’deki 6 bin 21 dolar, bugün 8 bin 267 dolar değerinde. Özetle her şeyde olduğu gibi 2003-2004 değerlerine hızla dönüldü” ifadelerini kullandı.
Şaka değil
Gelecek Partisi Kurucular Kurulu üyesi, ekonomist İbrahim Turhan da Uğur Gürses’in paylaştığı grafiği alıntılayarak “Ben yaptığım analizde ABD dolarının satın alma gücündeki değişimi dikkate almadan “14 yıl geri gittik” demiştim. Daha doğru bir hesaplama ile 17 yıl olarak göstermiş. Şaka değil, 80 milyon insanın yaşamından, refah kaybından bahsediyoruz. Bir de gelecek kuşaklar var... “128 milyar buharlaştı mı” diye tartışılıyordu. Belki üzerinde asıl durmamız gereken şu; 80 milyon insanın 17 yılı boşa gitmiş oldu. 17 yılı buharlaştırdılar” yorumunda bulundu.