Ev kiraları artıyor ama ev sahipleri bindiği dalı kesiyor.
“Ev sahipleri yüksek kiradan ziyade, tahsil edebileceği makul bir kira istemesi daha doğru olur” diye yazan t24 yazarı Aydın Ayaydın, son günlerde medyada“kiralar uçtu, kiralık ev bulunamıyor, emlakçılar şaşkın, vatandaşlar mağdur” diye medyada pek çok haber bulunduğunu belirtirken, “Evet, her yıl Eylül ayı ile birlikte duyduğumuz, gördüğümüz bir tablo denebilir. Ama sanırım bu yıl durum biraz daha farklı. Çünkü bu yıl hem yaşanan sıkıntı önceki Eylüllerden büyük, hem de sıkıntının kaynağı daha farklı. Elbette, bu yıl önceki Eylüllerdeki sebeplere ilâveten yaşanan büyük bir pandemi ortamı tabloyu farklılaştırıyor” diye yazdı. Yazısında pandeminin, hayatın her alanını olduğu gibi konut sektörünü de olumsuz etkilediğinin yanında, öğrenci talebine, konut stoğunun yeterli olup olmadığına ve müteahhitlerin abartılarına da değinen Ayaydın, “Ama asıl sorun da burada ya! Konut arzında. Bakınız bugün Türkiye’de konut stoğu 1,5 milyon adeti geçmiş durumda. Yani 1,5 milyondan fazla sayıda ev yapılmış, hazır ve satılmayı bekliyor. İşin ilginci milyonlarca vatandaşımız da ev almayı istiyor. Peki sorun ne? Sorun çok açık: Konut sektöründe yanlış arz politikası” ifadelerini kullandı.
EV SAHİPLERİNE DE BİR SÖZ
Ev kiralarının bu denli yüksek olmasının, öğrencileri ve diğer kiracıları sıkıntıya soktuğunun bir gerçek olduğunu vurgulayan Ayaydın, “Ev ihtiyacı olan bu durumda ne yapar? İstemeye istemeye yüksek fiyatla evi kiralar ama bir süre sonra bu yüksek kiraları ödeyemez. Dolayısıyla ev sahibi ve kiracı arasında hukuk savaşı ve tahliye davaları başlar. Bu durumda evini yüksek fiyatla kiraya veren ev sahibi, bir süre kira alamayacak olması onu sıkıntıya sokar. Onun için ev sahipleri yüksek kiradan ziyade, tahsil edebileceği makul bir kira istemesi daha doğru olur. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın” diye yazdı.