Yeni bir “medya andıcı” ve “fişleme belgesi” olarak nitelendirilen SETA’nın hazırladığı rapora meslek örgütlerinden ve birçok kesimden tepki yağdı.
Basın meslek örgütleri ve gazeteciler; SETA Vakfı’nın hazırladığı, “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı raporunu yeni bir “medya andıcı” ve “fişleme belgesi” olarak niteledi. ÇGD, raporla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Tarihe kara leke olarak geçecek fişleme belgesi” ifadelerini kullandı. Türkiye Gazeteciler Sendikası, Twitter hesabından yayınlanan mesajla, SETA hakkında suç duyurusunda bulunulacağını açıkladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de rapora ilişkin “eleştirisel gazetecilik yapan tüm gazeteciler açısından açık bir hedef göstermedir” değerlendirmesini yaptı. Cemiyet yönetim kurulu açıklamada, rapor için, “akademik çalışma değil, polis raporu niteliğinde fişleme belgesidir” tanımı yapıldı. Eski Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürü Kemal Öztürk de, Twitter’dan yayımladığı mesajla, “sorunlu” olarak tanımladığı raporun yayından kaldırılması çağrısı yaptı.
Eleştirel haber yapılması rapora konu edilmiş
Hükümete yakın SETA Vakfı’nın Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar ile birlikte iki araştırma asistanı tarafından hazırlanan; BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Voice of America (Amerika’nın Sesi), Sputnik Türkiye, CRI Türk, Independent Türkçe ve Euronews Türkiye’yi de içeren raporunda, yayın kuruluşları mevcut hükümet aleyhine taraflı yayın yapmakla suçlanıyor. Raporda ayrıca bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin isimlerine, mesleki geçmişlerine, bazı haberlerine, sosyal medya hesaplarındaki bazı paylaşımlarına “fişleme yapılarak” yer veriliyor. 202 sayfalık raporda, bu medya kuruluşlarının önemli bazı gelişmelerle ilgili son birkaç yılda yaptığı haberlerden bazıları seçilerek “Mevcut hükümet karşıtı bir haber dilinin benimsendiği görülmüştür. Bu haberlerin kaynağını ise çoğu zaman basın özgürlüğü, demokrasi, ekonomik kriz, siyasal otoriterleşme gibi alanlara yönelik eleştiriler oluşturmaktadır” deniliyor.
Medyadaki baskının arttırılması için kışkırtma operasyonu

SETA’nın medyayla ilgili raporunu değerlendiren gazeteci Murat Yetkin, “Yayınlanan rapor ne bir akademik, ne bir düşünsel amaca hizmet etmektedir; sadece medya üzerindeki baskının arttırılmasını teşvik amacıyla yapılan bir kışkırtma operasyonu saymak gerekir. Herhalde medya sahipliğinin ezici çoğunluğunun hükümet yörüngesindeki iş insanlarına geçmesi yetmedi, pek çok nitelikli habercinin, programcının, yazarın, yapımcının, basın emekçisinin işsizlikle sınanması yetmedi, şimdi onların işlerini ve seslerini ellerinin uzanamayacağı mecralarda duyurmasını da engellemek istiyor birileri. Hükümeti, diğer hükümetler üzerinde baskı kurarak bu yayınları engellemeye kışkırtmak istiyorlar sanırım” dedi.
Yeni Şafak Haber Müdürü Ersin Çelik: Geri çekilip, özür dilenmeli
Hükümete yakın yayın organlarından Yeni Şafak gazetesinin internet yazı işleri müdürü Ersin Çelik de raporla ilgili yaptığı paylaşımda, “geri çekilip özür dilenmeli” dedi. Çelik sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Gazetecilerin takip listeleri, başka gazetecileri RT yapmaları gizemli bir bilgi değil. Fakat “süzülerek” raporlaştırılması fişlemeye girer. Gerçi fişleme de kamuya açık olmaz. Bu çalışma başlı başına ciddi bir beceriksizlik. Rahatsız edici. Geri çekilip özür dilenmeli” ifadelerini kullandı.
Gazetecilik yapmaktan vazgeçmeyeceğiz
(DİSK) Basın-İş de Twitter hesabı üzerinden açıklama yaparak tepki gösterdi; “Kimi zaman üniforma giydiler, kimi zaman sivil kıyafetler, Andıç hazırlamaktan, gazeteciler fişlemekten, tehdit etmekten vazgeçmediler. Bizler de gazetecilik yapmaktan, gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz. “Siz ‘uluslararası basının Türkiye’deki uzantıları’nı yazın, Bizler de Uluslararası Sermayenin Türkiye’deki uzantılarını yazacağız. Gerçekleri öğrenmek isteyenlere, hapisteki meslektaşlarımıza sözümüz olsun. “SETA tarafından hazırlanan ‘raporda’ adı geçen tek bir meslektaşımızın başına gelecek olumsuzluktan, raporu hazırlayan, talimat veren ve yayına sunanlar sorumludur.”
RSF’den kınama
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “SETA’nın sözümona raporu, “uzantı” söylemiyle uluslararası medya çalışanlarına yönelik tahammülsüzlüğü onları hedef gösterecek şekilde açıkça ortaya koydu. Demokratik anlayışla bir alakası olmayan bu taciz belgesinde sorumluluğu olanları kınıyoruz” dedi.
ÇGD: Tarihimizde kara lekelerden biri olarak anılacak
Çağdaş Gazeteciler Derneği, Twitter hesabından raporu kınayarak, “Gazetecilerin, gazetecilik yapmalarına dahi tahammül edemeyen, tüm gazetecileri belli kalıpta görmeyi hedef edinen, gazetecileri toplumun bir kesimine hedef göstermekten çekinmeyen SETA’nın fişleme belgesi, tarihimizde kara lekelerden biri olarak anılacaktır. “Türkiye’nin yeni ‘medya andıcı’ olarak gördüğümüz bu fişleme belgesini hazırlayan zihniyeti kınıyor, tüm meslektaşlarımızı basın ve kişisel özgürlüklerimize yapılan bu saldırıya karşı durmaya ve hukuki haklarını kullanmaya davet ediyoruz” çağrısı yaptı.
Gazeteciler iktidara değil, halka hizmet eder
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA tarafından yayınlanan Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları Raporu’yla gazetecilerin fişlendiğini ve hedef gösterildiğini duyurdu. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı: “Gazecilerin haberleri, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusundaki paylaşımları, hükümet karşıtı ve tek sesli olarak tanımlanmıştır. Bu rapor iktidara yakın olmayan, eleştirisel gazetecilik yapan tüm gazeteciler açısından açık bir hedef göstermedir. Akademik çalışma değil, polis raporu niteliğinde fişleme belgesidir. Türkiye demokrasisine, basın ve ifade özgürlüğüne vurulan ağır bir darbedir. Raporun gazeteciliğin evrensel boyutunu anlamayan, çok seslilikten rahatsız olan ve haberin serbest dolaşımını istemeyenler tarafından hazırlandığı ortadır. Bu kişiler, haber almak için devletin yayınlayacağı tek tip bültenlerle yetinebilirler. Hala anlamayanlara gazeteciliğin ‘iktidara değil, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eden bir meslek olduğunu’ bir kez daha tekrar hatırlatıyoruz.”