Eğitim-Bir-Sen, Ankara’da toplanan 46. Başkanlar Kurulu’nda insan haklarına uygun, insan onuruna saygının esas olduğu adil bir düzenin inşası çağrısında bulundu.
Eğitim-Bir-sen Başkanlar Kurulu Ankara’da toplandı. Yayınlanan bildiride dünyada ve bölgemizde toplumların ve devletlerin karşı karşıya kaldığı ekonomik krizlerin son bulması, barışın hâkim olması, her geçen gün sayısı artan mülteci ve sığınmacıların yurtlarına döneceği zeminlerin hazırlanması, ahlaki çöküntünün önlenmesi, evrensel değerlerin tahkim edilmesi, güven ve huzurun bütün insanlığı kuşatması, refahın adil paylaşılması, hukuka ve insan haklarına uygun, insan onuruna saygının esas olduğu adil bir dünya düzeninin inşası için küresel aktörlere, uluslararası kuruluşlara, her bireye ve insanlığa çağrıda bulunuldu.
Anaların feryatlarına kulak verilmeli
Terör örgütlerine ve uzantılarına karşı cesaretle durarak evlatlarını terörün pençesinden kurtarmak için eylem başlatan annelerin isyanını, yüreklerinden kopan haykırışlarını ve evlatlarına kavuşma özlemlerini sonuna kadar desteklendiği belirttirilerek, toplumun tüm kesimlerinin bu anaların feryatlarına kulak vermesi, dertlerine tercüman olmazı ve haklı davalarına sahip çıkması istendi.
Toplu sözleşme kanunu değişmeli
Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun, kamu görevlilerinin mali, sosyal, özlük hakları ve çalışma şartlarından kaynaklanan sorunlarının toplu pazarlık masasında çözümü konusunda yetersiz kaldığının görüldüğü ifade edilen bildirgede, “Kamu görevlileri sendikacılığının, toplu sözleşme süreci, yasası, masası, kapsamı ve kazanımları bakımından sendikacılığın ideal ölçütleriyle örtüştürülecek nitelikte, akıtılan terle uyumlu hâle getirilmesi, mevcut kanunun değişmesi için mücadele edeceğiz” denildi.
İftiralara maruz kalanlar görevlerine iade edilmeli
Bildirgede, “FETÖ/PDY ile mücadele sürecinde asılsız, haksız itham ve iftiralara maruz bırakıldığı adli ve idari soruşturma raporları ve mahkeme kararlarıyla ortaya çıkan kamu görevlileri, eski kadro ve görevlerine iade edilmeli, uğratılmış oldukları hak kayıpları ve mağduriyetler giderilmelidir” görüşüne yer verildi.
Sınırsız yetkiler sınırlandırılmalı
Akademik özgürlüğün, hukuka bağlılığın ve çalışma barışının esas olması gereken üniversitelerimizde rektörlerin yetkilerinin sınırsızlığı, keyfî kullanımı ve denetimsizliği birçok akademik ve idari personelin haksızlığa maruz kalmasına yol açtığı söyleyen bildirgede, “Bu sınırsız yetkiler sınırlandırılmalı, keyfî tutumlar cezalandırılmalıdır. Yükseköğretim sisteminin geçmişten gelen oligarşik yapısını güçlendiren yasakçı, baskıcı, keyfî yönetim anlayışına ve uygulamalarına son verilmelidir.Üniversitelerimizdeki akademisyenlerimizin yükselme süreçlerinde adaleti tesis edecek, kadro almalarında keyfî tutumları ortadan kaldıracak, norm kadro uygulamasından doğan mağduriyetleri giderecek, özlük haklarına ve iş güvencelerine zarar vermeyecek, mali ve sosyal haklarını geliştirecek, bilgi üretme konusunda gerekli imkân ve ortamı sağlayacak yeni bir çalışma düzeni kurulmalıdır” denildi.
FATİH KARAGÖZ - ANKARA