Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Hazretlerinin “Nur’un manevî avukatı” ve “Gazi el” diye taltif ettiği talebesi Ahmet Feyzi Kul Ağabeyi vefatının 53. sene-i devriyesinde rahmetle ve dualarla yâd ediyoruz.
İSTANBUL - MEHTAP YILDIRIM YÜKSELTEN
Isparta’nın Uluborlu ilçesinde 1898 senesinde dünyaya gelen Ahmet Feyzi Kul Ağabey, Aydın’a bağlı Germencik ilçesinin Ortaklar Bucağı’nda ve İzmir’in Selçuk ilçesinin Çamlık Köyü’nde yaşamıştır.
Filistin’de başlayan gazilik
Ahmet Feyzi Kul, 1915’te İstanbul Darülmuallimîn’in son sınıfında talebe iken tahsilini yarıda bırakarak, ihtiyat subayı olarak Filistin cephesinde kıtaya sevk edilir. Savaşlarda yaralanıp İngilizlere esir düşer. Malta esir kampında kalır ve orada İngilizce öğrenir. 1919 esir mübadelesi kapsamında memleketine iade edilir. Kısa bir süre sonra da İstiklâl Savaşı’na katılır. Bu esnada sağ elinden giren kurşun elini deler geçer. Eli felçli kalır. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle “Gazi el” olur.
1340 senesinde (1924) Aydın vilayetinin Ortaklar Bucağına yerleşir. Ziraî ve ticarî işlerle meşgul olur. Fıtraten gayet zeki ve ilme meraklı bir insandır. Bediüzzaman’ın Barla’ya nefyedilmesi ve orada Risale-i Nurlar’ı telif etmeye başlamasıyla birlikte; Ahmet Feyzi Ağabey de Risale-i Nurlar’ı Milaslı Halil İbrahim vasıtası ile elde eder ve mütalâaya başlar. Risale-i Nurları inceden inceye tetkik eder. Risale-i Nurların kıymetini anlayınca, ticarî faaliyetleri ile birlikte bu imanî eserleri de bilhassa meraklı gençlere ulaştırma gayreti içinde olur.

Nur’un manevî avukatı
Özellikle Afyon Mahkemesi safhasında hitabet ve yazılarından dolayı Bediüzzaman Hazretleri ona, “Risale-i Nur’un manevî avukatı” der. Ayrıca çok kuvvetli hitabet kabiliyeti ve ilm-i cifre vukufiyeti vardır. Maidetü’l-Kur’ân (Kur’ân sofrası), Ahmed Feyzi Kul’un ayet ve hadislerden Risale-i Nur’a dair yaptığı cifir ilmine dayanan bazı istihraçları bir araya getirdiği eseridir. Bediüzzaman Hazretleri de eseri görmüş, okumuş ve tasdik etmiştir. Hatta Bediüzzaman tarafından bu risale bazı ta’dil ve tashihlerden sonra, 1946-1948’lerde teksir makinesiyle ve İslâm harfleriyle neşredilen Tılsımlar mecmuası adlı kitabın ahirine ilhak edilerek neşredilmiştir. Fakat 1948’de vukua gelen Afyon Mahkemesi savcı ve hâkimleri veya onun ehl-i vukufu Mâidetü’l- Kur’ân eserini, rapor ve iddianamelerinde çok fazla mevzu ettikleri için, Bediüzzaman Hazretleri Afyon hapsinden sonra onu Tılsımlar Mecmuasının arkasından ayırmış ve umumî neşirden kaldırmıştır.
Oruçluyken vefat etti
Ahmed Feyzi Kul, “Antalya’da, gurbette, oruçluyken vefat etmiştir. Teravihi cemaatle kılmış, gece sahura kalkmış, sabah namazını da kılmıştır. Öğleye kadar kalkmayınca bakmışlar ki çok hastadır. Orucunu bozdurmak istemişler ama o, orucunu bozmamış. Hastaneye kaldırılmış. 17 Ekim 1972’de Antalya’da Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Selçuk’a yakın bir köy olan Çamlık Kabristanı’na defnedilmiştir.
Hangi günahlarım mâni oluyor?
Musa Yukarı Ağabey anlatıyor: “Bir kardeşimiz ona şöyle bir sual sordu:’Ben Risale-i Nur’u okuyorum, fakat anlayamıyorum, ne yapmam lâzım?’ dedi. Feyzi Ağabey buna ‘Tahsilin ne?’ diye sordu. O da ‘ilkokul’ dedi. ‘Şimdi sana tahsili çok yapsan, üniversiteyi bitirsen anlarsın desem çok üniversite bitiren var, tahsil yapmışlar, ama anlayamıyorlar. Arapça ve Farsça bilsen anlarsın desem... Arapça, Farsça bilenler var, onlardan da anlamayanlar var. Şimdi ben sana Risale-i Nurları anlaman için şunu tavsiye edeceğim. Evvelâ tevbe ve istiğfar edeceksin. Hangi günahlarım var ki Kur’ân’ın bu asırdaki tefsirini anlamaya mâni oluyor?’ diye tövbe ve istiğfar edeceksin. İkinci tavsiyem de mideye giren lokmaya dikkat edeceksin, haram olmasın. Eğer vücuda giren lokma haram olursa nasıl ki bir çeşmenin havuzuna bulanık su girerse etraftaki muslukları açınca bütün sular bulanık akar, mideye de haram girdi mi bütün vücudun azaları bulanır, göz hakikati göremez, kulak hakikati işitemez olur, bütün azalar bulanır. Demek ki 1- Tövbe istiğfar edeceksin. 2- Vücuda haram lokma almayacaksın. İşte o zaman Risale-i Nurları anlarsın’ dedi.”1
Dipnot:
1- Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-1