Doç. Dr. Didem Danış, “Göç konusunda çalışan biri olmama rağmen ben bile iktidarın göçmen politikası konusunda
net olarak bilgi sahibi değilim” dedi.
Son dönemde Afganistan’dan çok sayıda kişinin göç ederek Türkiye’ye gelmesi, sığınmacı tartışmalarını alevlendirdi. Özellikle siyasilerden ve kamuoyunda tanınan kişilerden gelen açıklamalar, bu sefer tartışmanın öncekilerden daha hararetli yaşanmasına neden oluyor. Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Göç Araştırmaları Derneği (GAR) kurucularından Doç. Dr. Didem Danış konuyla ilgili Independent Türkçe’ye konuştu. Danış, “Türkiye çok önemli göç rotalarının kavşağında ve en büyük mülteci kaynağı olan ülkelerin komşusu. Yani göç her hâlükârda devam edecek” ifadelerini kullandı.

Demokratik ve şeffaf mekanizmalar çalışmıyor
Türkiye’de de göçmen nüfusun bir kısmının bu ülkenin bir parçası olacağını ifade eden Danış, “Türkiye, göçlerle dinamizmini koruyan bir ülke. Türkiye’nin avantajı esnek ve hızlı politikalar üretebiliyor olması. Dezavantajı ise demokratik ve şeffaf mekanizmaların çalışmaması. Göç konusunda çalışan biri olmama rağmen ben bile iktidarın göçmen politikası konusunda net olarak bilgi sahibi değilim. Ben yaptım oldu üzerine bir politika yapılıyor” dedi. “Türkiye’de Suriyelilere kolaylıkla verilen geçici koruma statüsü, Iraklılara ve Afganlara verilmedi” diyen Danış, şu şekilde devam etti: “Çünkü Türkiye yönetimi Esad’a düşmandı ve ondan kaçanlara kucak açarak, onun zulüm yaptığını tüm dünyaya ilân etmiş oluyordu. Aynı iltica imkânını, Irak ya da Afganistan’dan gelenlere sunmuyor, çünkü bu ülkeleri perişan eden ABD ya da Taliban güçleriyle o kadar derdi yok.”
Güvenlik riski oluşturmuyor
Türkiye’de göçmenlerin güvenlik riski oluşturmadığına dikkat çeken Danış, “Ben araştırmalarımda dikkat çekici bir suç olayı görmedim; aksine daha çok geçim derdine düşmüş kendi halinde bir nüfus gördüm. Tabiî ki her kesimde olduğu gibi göçmenler arasında da münferit suç olayları olabilir, ama Türkiye’de toplumsal güvenlik riski oluşturacak bir göçmen nüfus olduğunu düşünmüyorum. Afgan ve Suriyelilerin suça karışma oranları ortalamanın çok altında, bunların da büyük kısmı kendi aralarındaki vakalar. Göçmenler her yerde böyledir. Avrupa’ya göç eden Türklerde de suç istatistikleri uzun süre çok düşük kalmıştır. Göçmenlerde ilk kuşak suça karışmaz. Dünya genelinde yapılan araştırmalar da bunu gösteriyor” dedi.
***
Sorunun kaynağı mülteciler değil
İnsan Hakları Derneği (İHD) MYK Üyesi ve Hatay Şube Sekreteri Mürsel Tonguç Salmanoğlu, son dönemlerde ülke genelindeki ırkçı söylem ve saldırganlık boyutunda yaşanan artışa dikkat çekerek CHP’li Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş’ı eleştirdi. “Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın açıklamalarına bakılırsa tüm sorunların kaynağında salt Suriyeli mülteciler olarak görülüyor. Savaş politikaları ve savaşı görmezden gelen ayırımcı, ötekileştirici bir söylem var ortada. İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı olan bu söylemi doğru bulmuyoruz. Bugün Hatay sınırları içinde yaşayan 500 bin Suriyelinin siyasî, sosyal kültürel ve ekonomik haklara sahip olması hukuk devletinin gerekliliklerindendir” diyen Tonguç, ayrımcı söylemlerin derhal terk edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
***
Suriyeli Yasmin üniversiteyi birincilikle bitirdi
Suriye’den 2016 yılında ailesiyle Türkiye’ye gelen 22 yaşındaki Suriyeli Yasmin Nayal, Bahçeşehir Üniversitesi’den birincilikle mezun oldu. Lisans eğitimini Yeni Medya bölümü’nde tamamlayan Nayal, Psikoloji Bölümü çift ana dal programından da mezun oldu. Aynı zamanda Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yan dal yaparak eğitimine devam eden Nayal, “Birçok kişi Suriyelilere maalesef yanlış gözle bakıyor. Her yerde farklı insanlar var. Kötü insanlar da var, iyi insanlar da başarılı insanlar da var, başarısız insanlar da. Bir kişi görünce onun nereli olduğuna bakmayın, onun ne yaptığına, nasıl konuştuğuna, onun kim olduğuna bakın” dedi. İstanbul - aa