BBC Türkçe muhabiri, Kahramanmaraş depremlerinden en fazla etkilenen illerden biri olan Hatay'ın İskenderun ilçesinde bir mahalleyi ziyaret etti ve mahalle sakinlerinin arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili izlenimlerini aktardı.
Sabahın erken saatlerinde İskenderun’un Numune Mahallesi’ne vardığımızda, her bir enkazın başında ateş yakıp bekleyen kalabalık gruplarla karşılaşıyoruz. Sessiz bekleyişi Arzu Dedeoğlu’nun çığlıkları bölüyor: Geç kaldınız, çok geç kaldınız!
Enkazda iki kız çocuğu kalmış genç kadın, yardım görevlilerine enkazı bırakıp gitmemeleri için “Ne olur gitmeyin, belki çocuklarım hâlâ yaşıyordur’ diyerek yalvarıyor. Görevliler arama köpeklerini beklediklerini söyleyerek kadını rahatlatıyor.

Çocukların teyzesi Arzu Dedeoğlu, AFAD gelmeden kendi imkanlarıyla ayarladıkları kepçenin enkazda çalışmasına izin verilmediğini söylüyor:
“Akşama kadar bekledik ama kimse gelmedi. Kendi imkânlarımızla vinç getirdik, istemediler, müdahale ettiler. İki tane çocuk var, benim bacımın çocukları, biri Ayşegül biri İlayda. Gitti çocuklar, gitti.

“Şu şimdi gelenler, öğleden önce gelseydi? Biz kendi imkânlarımızla jeneratör getirdik, uğraştık ama artçılarla daire sallanınca kaçtık. O esnaya kadar çocuklardan vardı bir ışık. Madem bu imkânınız vardı, neden daha erken gelmediniz?”

‘Dün niye gelmediniz?’
Birkaç metre ötedeki Güleryüz Apartmanı enkazında ise daha kalabalık bir grup bekliyor. Depremin üzerinden 24 saat geçmesine rağmen ekiplerin gelmediğini söylüyorlar.

Enkaza başka bir arama kurtarma ekibinin müdahale ettiği görülüyor. Kalabalığın arasından seslenen bir kadın, “Dün niye gelmediniz, herkesin sesi vardı orada dün!” diye bağırıyor.

Depremzedeler bütün gün yardım beklediklerini anlatırken, enkazda sıkışan kişilerin içeriden yükselen yardım çığlıklarının kesildiğini anlatıyor. Başka bir kadın, “Dün gelseydiniz kurtaracaktık onları” diyerek ağlıyor.

Bizi yalnız bırakanlar sonra da gelmesin
Kameraya konuşmak için öne atılan Ali Önder, “İçeride sekiz canım var. Kimse gelmedi. Bizi böyle yalnız bırakanlar sakın bizden oy istemeye gelmesin, sakın!” diyor. Apartmanın enkazından güçlü bir duman yükseldiği görülüyor.

Depremzedeler içerideki yakınları için, “Depremden olmasa da dumandan zaten ölmüşlerdir” diyor. Kendisi de 2,5 saat enkaz altında kaldıktan sonra kendi çabasıyla kolu kırık olarak enkazdan çıktığını söyleyen Önder, “15 daireli apartmanda 10 kişi sadece bizim çabamızla kurtuldu” diyor. “herkes kendi imkânlarıyla yakınlarını çıkardı. Ellerimizle kazdık. Buraya sahil güvenlik ekipleri geldi, diyor ki, abi sizde demir kesme makası var mı? Hilti var mı? Benden ekipman istiyor. Benim yaramı saracağına yarama tuz basıyor.”

İskenderun adeta terk edilmiş bir şehir gibi. Sadece her enkazın başında yakılmış ateş çevrelerinde hayat belirtisine rastlanıyor.

