Dünyada ve bölgede yaşanan olayları yorumlayan gazeteci-yazar Mustafa Özcan, "Hem bölgesel sistem değişecek, cebrî rejimler gidecek, hem küresel anlamda ceberrut güçler sahneden çekilecekler. İnşallah sahneye İslâmiyetin doğruları hâkim olacak" dedi.
İSTANBUL - NACİYE KAYNAK DOYRAN
Ortadoğu Uzmanı Gazeteci Yazar Mustafa Özcan, hem bölgesel, hem küresel düzeyde bir değişim sürecinde olduğumuzu, bu sürecin sonucunda İslâm dünyasının öne çıkacağını ifade etti. Gazze’de başlayan sürecin 8-10 yıl içinde tekemmül edebileceğini söyleyen Özcan, “Hem bölgesel sistem değişecek, cebrî rejimler gidecek, hem küresel anlamda ceberrut güçler sahneden çekilecekler. İnşallah sahneye İslâmiyetin doğruları hakim olacak” dedi.
“Ortadoğu, İslâm Dünyası ve Yeni Dünya Düzeni” başlıklı seminerde konuşan Mustafa Özcan, “Çok ilginç bir kesişme noktasındayız. O da şu, Gazze üzerinden bölgesel düzen ve uluslararası düzenin değişeceği bir ortama doğru gidiyoruz. Bu İslâm dünyasını öne çıkaracak yeni bir süreç. Hatta İslâm’ın beşinci devresi diyebiliriz” şeklinde konuştu.
SOSYAL HASTALIKLARIN KAYNAĞI İSTİBDAT
Peygamberimiz Aleyhissalatü Vesselâmın “Nübüvvet sizde Allah’ın dilediği kadar kalır, sonra da Allah bu nübüvveti alır” şeklinde başlayan hadis-i şerifini hatırlatan Özcan, bu hadiste sırasıyla “birinci hilâfet, ısırıcı saltanat, melik-i cebriyye ve ikinci hilâfet” dönemlerinin yaşanacağının haberi verildiğini anlattı. Nübüvvetten sonraki birinci hilâfet döneminde İslâm’ın küreselleştiğini, Çin’e kadar yayıldığını aktaran Özcan, bundan sonraki üçüncü devrede şûrâ sisteminden sapıldığı için “ısırıcı saltanat” döneminin yaşandığını söyledi. Özcan, şarkta müzmin bir saltanat, istibdat sorunu olduğunun altını çizerek, “Halep’li Abdurrahman Kevakibi, istibdatın birçok sosyal hastalığın kaynağı olduğunu söyler. Meselâ ahlâksızlık istibdatın ürettiği hastalıklardan bir tanesidir” dedi.
Emevîlerle başlayan saltanat sürecinin Osmanlı sonuna kadar devam ettiğini söyleyen Özcan, devamında gelen sürecin, hadiste “hükmü cebriyye” olarak ifade edilen ve Bediüzzaman’ın “koyu istibdat” dediği bir zaman dilimi olduğunu söyledi. “Şimdi yeni bir dönemin başındayız. Bu beşinci dönem ve ikinci hilâfet dönemi. İslâmiyetin yeniden küreselleşme dönemi” diyen Özcan, Arap baharları ve siyasal İslâm’ın temsilcilerinin ikinci hilafete geçişin ara devresinin aktörleri olduğunu söyledi.

VİCDANLAR İNTİBAHA GELDİ
Şimdi hem yıkılış, hem de yeniden kuruluş dönemiyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyen Özcan, “Gazze hem küresel düzenin yıkılmasının bir sembolü, hem de bölgesel düzenin yıkılmasının bir sembolü. Gazze’de bir büyük zulüm oldu. Vicdanlar intibaha geldi. Yani Gazze’de başlayan bir süreç var. O süreç inşallah 8-10 yıl içinde tekemmül edecektir diye düşünüyorum. Hem bölgesel sistem değişecek, cebrî rejimler değişecek, hem küresel anlamda ceberrut güçler sahneden çekilecekler. İnşallah sahneye İslâmiyetin doğruları hâkim olacak şeklinde konuştu.
İSLÂMIN AHLÂKÎ DEĞERLERİNİ HAKKIYLA YAŞAMALIYIZ
Seminerde, gelecekteki en önemli rollerden birisini Türkiye’nin ifa edeceğini ifade eden Özcan, “Ama bugünkü aktörlerle mi olacak bu? Bunu söyleyemeyiz. Beşinci dönemin mukaddimesi Siyasal İslâm tarafından temsil ediliyor, ama hakikî aktörler değil” dedi. Önümüzdeki altı yedi yılda hızlı bir değişim yaşanabileceğini dile getiren Özcan, İsrail yenildiği zaman İslâm’ın önünde bir engel kalmayacağını, dünyanın İslâm’a teslim olacağını söyledi. Özcan, “İslâmiyetin ikinci küreselleşmesi” şeklinde ifade edilen dönem için maddî şartların olmadığını düşünenlere de, “Birçok çileden sonra inşallah İslâmiyet inkişaf edecek. Diyebilirsiniz ki ‘ya bunun altyapısı yok. Sünnetullah çerçevesinde bunun altyapısı gözükmüyor. Müslümanların bir gücü yok’. Bizim gücümüz samimiyet. Samimiyetle bezendiğimiz zaman bütün dünyayı fethedebiliriz. Samimiyet dünyayı teslim alacaktır” sözleriyle cevap verdi. Özcan, İslâmın ahlâkî değerlerini hakkıyla temsil etmenin burada çok önemli olduğunu vurguladı.
BEDİÜZZAMAN İKTİDARA TALİP OLMADI ISLAHI SEÇTİ
Özcan konuşmasında, Bediüzzaman’ın siyaset konusundaki duruşunun İmam-ı Rabbanî’nin duruşuyla aynı olduğuna da dikkat çekti. Ebul Hasan-ı Nedvî’nin İhvan-ı Müslimîn’e “iktidara talip olmayın. iktidardakileri düzeltmeye talip olun. Bu İmam-ı Rabbanî’nin yoludur” tavsiyesinde bulunduğunu söyleyen Özcan, “İmam-ı Rabbanî’den Bediüzzaman’a gelen yol, aynı yol. Islah yolu. Doğru anlayışı ortaya koyuyor. O da yapıcı davranmak. Kim olursa olsun nasihatla hareket etmek, ıslah etmeye çalışmak. Bu bütün peygamberlerin yolu aslında. Bediüzzaman da çağımızda bunu bir kez daha vurgulamış” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.