Risale-i Nur’un saff-ı evvel talebelerinden Süleyman Rüştü Çakın, 1899 Isparta doğumlu, Bediüzzaman’ın yakın talebelerindendir. Nasıl bir eğitim gördüğü ve ne şekilde yetiştiği hakkında çok fazla bilgi mevcut bulunmamaktadır. İkinci Meşrûtiyet’in ilânı, Trablusgarp ve Balkan Savaşları ile Birinci Dünya Savaşı’nın ardı ardına patlak vermesi, istediği eğitimi almasına mani olmuştur. Isparta Vergi Dairesi’nde görev yaptığı sırada Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur’u tanımıştır. Risâle-i Nur’a talebe olanların ilklerinden biri olarak iman hizmetine kendisini adamış. Süleyman Rüştü, Bediüzzaman’ın yakın talebelerinden olduğu için soruşturma, gözetim ve hapislerden nasibini almış. 1935’te Eskişehir Hapsi’nde, 1943’te Denizli’de ve 1958’de Ankara’da tutuklu olarak bulunmuştur. Süleyman Rüştü, Üstad Bediüzzaman’ın şahsî hizmetlerinde bulunup, risalelerin yazılmasında ve neşredilmesinde büyük emeği geçmiştir.

Sözler’in taşıyıcısı

Süleyman Rüştü, İktisat Risalesi’nde bahsi geçen ve Üstad Hazretleri’nin “Sizi otuz kırk gün o bal ile tatlandıracaktım. Siz otuz günü üçe indirdiniz. Afiyet olsun” dediği o iki buçuk kilo balı yiyenlerden birisidir. İktisat Risalesi’nin yazılmasına sebep olmuş ve bu Risale’nin neşrinde bulunmuştur. Hizmetteki sadâkati, fedakârlığıyla hep ön saflarda yer alan Süleyman Rüştü, daima sadâkatini muhafaza etmiştir. 1935 yılında Eskişehir hapis ve mahkemesinden evvel, Üstad Cuma namazı için dışarıya çıkınca binlerce insan sokaklara dökülmüş. Vali ve idareciler telâş etmiş. Bu sırada “Onuncu Söz”ü de Valinin masasına bırakmışlardı.“ Bunun üzerine Süleyman Rüştü, Bediüzzaman’ın  “Sözler’in Hameleleri” iltifatına mazhar olmuştur. Bediüzzaman, onun hakkında “Barlalı Sıddık Süleyman gibi o da Isparta’nın Sıddık Süleyman Rüştü’südür” demiştir. Süleyman Rüştü, yıllar süren iman hizmeti ve bereketli ömrünün sonunda 1974 yılında memleketi Isparta’da vefat etmiştir. Bu vesileyle Süleyman Rüştü’yü rahmetle anıyoruz.

İstanbul - Yeni Asya