DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Temel problemimiz şu; Türkiye’de bugün ne siyasî, ne idarî, ne adlî ne de kamuoyu denetimi sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor. Türkiye’nin artık normalleşme sürecine girmesine ihtiyaç var” dedi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, gazetemizin manşet toplantısına katıldı. Toplantıda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili açıklamalarda bulunan Uysal şunları söyledi: “Demokratik rejim diye tarif ettiğimiz rejimlerin içerisinde başkanlık modelleri de, parlamenter demokratik modeller de doğru kurgulandığı takdirde demokratik hüviyetiyle ortaya çıkıyor. Tabi Türkiye’de uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz model başta kuvvetler ayrılığı prensibini, kuvvetlerin uyumu, birliği diyerek bir kişinin kurulan bütün mekanizmaları, yargıyı, yasamayı, yürütmeyi kontrol ettiği çarpık bir tek kişilik devlet teşekkülü modeli. Bu keyfi bir rejim. Bu keyfi rejimin çıktısına baktığımızda, 24 Haziran’dan bu yana çift haneli işsizlik rakamlarından, çift haneli enflasyon rakamlarına ve diğer toplumsal bazda yansımalarına baktığımızda pek çok olumsuz bir karşılığı olduğunu görüyoruz. TBMM’de özellikle “kuvvetlerin uyumu” diyerek, bir kişi karar veriyor veyahut dar bir zümre karar veriyor. Türkiye ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Ekonomilerin artık en temel girdisinin hukuk ve demokrasi olduğunu görüyoruz. O açığını kapatmadığı sürece de Türkiye daha fazlasıyla karşı karşıya kalacak.”
Siyaset demokratikleşmedikçe Türkiye demokratikleşemez
Tarihin tekerrür ettiğine dikkat çeken Uysal, “1947 yılına gidersek partili cumhurbaşkanının ve devlet başkanının aynı kişinin hüviyetinde olmasına o dönem de karşı çıkmıştık. Bunca yıl geçtikten sonra tarihi geriye doğru akıtırcasına Türkiye tekrar böyle bir dayatmayla karşı karşıya kaldı.16 Nisan referandumunda “yerli ve milli” diye pazarlanan sistem, bugün sürdürülebilir bir halde değildir. AKP içerisindeki tartışmaların temeli de partinin, bir parti olma hüviyetinden çıkmış neredeyse bir kişinin fan kulübüne dönüşmüş olması. Parti kurullar demek kurullar demek. Keyfileşen bir iktidar anlayışı parti içinde de dışında da tartışmalara neden olmaya başladı. AKP’nin yereldeki, geneldeki kurumlarından itirazların geldiği bir hal var ortada. Tabi bu onların tartışması diyebiliriz ancak Türkiye’ye bakan yönü de var. Bağımsız yargı, kuvvetler ayrılığı gibi değerleri yerli yerine koyamadığımız takdirde, siyaseti demokratikleştiremediğimiz takdirde Türkiye’nin de demokratikleşmesi mümkün değil. Temel problemimiz şu; Türkiye’de bugün ne siyasi, ne idari, ne adli ne de kamuoyu denetimi sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor. Türkiye’nin artık normalleşme sürecine girmesine ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Haber: Nurseza Okur
[email protected]
Fotoğraf: MURAT SAYAN - Yeni Asya