"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şefkat mesleği

H. Muharrem OKUR
14 Ekim 2023, Cumartesi
Malumunuz Adalet-i Mahza, yani tam adalet: Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. “Velâ teziru vâziratun vizra uhrâ” [En’am Suresi: 164] düsturu ile “Bir cani yüzünden onun kardeşi, hânedanı, çoluk çocuğu mesul olamaz.”

Ve Cenab-ı Hakk’ın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir ferd dahi, umumun selâmeti için feda edilmez... Gibi Kur’ani hakikatleri uhdesinde barındırıyor.

Adalet-i izafiye ise: Küllün selâmeti için, cüz’ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. (Mektubat). Bediüzzaman Hazretleri, Adalet-i mahza ve Adalet-i izafiye hususlarında; adalet-i mahzanın uygulanması gerekliliğini belirtmiştir. Nitekim Peygamber Efendimizin hayat safhasına baktığımız zaman tam adaleti, bunun yanında dört halife ve devamında Hz. Hasan (r.a) da Adalet-i Mahza’yı esas almıştır. 

Günümüzde ise beşer teknolojinin en gelişmiş çağını yaşıyor. Her şey kolaylaşmış. Bediüzzaman’ın ifadesiyle: “Şimdi tekemmül-ü vesait-i nakliye ile âlem bir şehr-i vâhid hükmüne geçtiği gibi, matbuat ve telgraf gibi vesait-i muhabere ve müdavele ile ehl-i dünya bir meclisin ehli hükmündedir.” (Muhakemat)

Bu sebeple, adalet-i mahzanın uygulanması için bütün şartlar, sebepler ve vasıtalar bulunmaktadır. “Adalet-i mahza kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez, gidilse zulümdür.” (Mektubat)

Dolayısıyla bilhassa mü’minlere acımak ve onların sonsuz hayatlarının kurtuluşu için çalışmak esası mesleğinde olan Risale-i Nurlara muhatap olan bizler, her daim Adalet-i Mahzanın tahakkuku için çalışmalıyıs. Vehmi korkulara veya çekincelere mahal vermeden, Risale-i Nurlardaki Kur’an’dan süzülen prensipleri müştak herkese ulaştırmalıyız.

Bunun karşılığında ise hiçbir maddi veya manevi ücret beklemeden yalnız Allah rızası için çalışmalıyız.

“Cihad-ı maneviyenin en büyük şartı da vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır ki, “Bizim vazifemiz hizmettir; netice Cenab-ı Hakka âittir. Biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mükellefiz.” Ben de Celâleddin Harzemşah gibi, “Benim vazifem hizmet-i imaniyedir; muvaffak etmek veya etmemek Cenab-ı Hakkın vazifesidir” deyip ihlâs ile hareket etmeyi Kur’ân’dan ders almışım.” (Emirdağ Lahikası) diyen Üstadımızın izinden gitmeli ve dost-düşman-muhalif tefrik etmeyerek Adalet-i mahza düsturu ışığında ihlas ile çalışmalıyız.

Okunma Sayısı: 1652
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı