"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir nesli anlamak

Hasan Hüseyin Uçar
09 Ocak 2023, Pazartesi 00:22
Bir nesli anlamak ne demektir? Z kuşağını anlıyor muyuz? Kuşak çatışması neden oluyor?

Cemaatler, tarikatlar, siyasî cemiyetler, partiler vs. aklımıza gelen bütün oluşum ve gruplarda gördüğümüz şey, genç neslin eksikliği ve bu oluşumdaki insanların var güçleriyle gençleri içlerine dahil etme çabası. Fakat bunca çabaya rağmen yanlış giden bir mesele var ki, gençler “yalnız” kalmayı tercih ediyorlar. Neden?

Her insanın içerisinde bir “istibdat sensörü” var. Bu sensör, birçok etkenle hassasiyeti değişen bir cihaz. Bu etkenlerden bazıları; yetişme tarzı, aile, yetişme ortamı, alınan eğitimler vs. Nasıl ki bir tır kantarının tartı ölçülerinden, kuyumcu tartısına kadar farklı hassasiyette tartılar var, öyle de kişiden kişiye “istibdat sensörünün” hassasiyet ölçüsü değişiyor. Bu etkenlerden belki en önemlisi de bireyin içinde bulunduğu “nesil” faktörü. Nesillerin belli başlı farklı özellikleri olduğu artık kabul edilen bir gerçek. “Genç nesil” doğduğundan itibaren gerek teknoloji ile gerek aldığı materyalist eğitimle maruz kaldığı “kişisel bilgisayarınız, özgüven, tabiat” gibi terimlerle benliği ve enaniyeti o kadar kalınlaşıyor ki içerisinde fıtrî olarak koyulan “istibdat sensörü” nefsinin her istediğini yapmayı özgürlük zannederek, topyekûn fikrî, dinî, örfî, ahlâkî değerlere uzak hatta düşman “deist, ateist, materyalist, tabiatperest” olarak çıkmaz bir sokağa giriyor. Onun lehine bir hatırlatmada bulunanı “ona baskı yapmak” ile suçluyor.

Peki gençlerin uçuruma sürüklendiği şu hassas zeminde “ataları” olan büyük neslin hiç suçu yok mu? Bu genç insanlar ne istediler de, kutsal değerlere uzak, haz peşinde koşan bir nesle dönüştü? Daha çocuk yaşta “yasaklara” maruz kalarak büyümeye başlıyor. Örneğin, duvarda “priz” denilen, tam da parmağına uygun, delikli ilginç bir şey var. Merakından parmağını sokmak istiyor. Kendisine (güya ona zarar gelmesin diye) kızan bir anne-baba ve yarım kalmış bir merak. Oysa çözüm, küçük bir tedbirle prizi kapatmak kadar basit bir yol. Yasaklarla büyümeye devam eden çocuk, kendisine çocukluğunda öğretilen değerleri sorgulamaya başlıyor. Ama ona her yanlış bir hareketinde kızan- bağıran- azarlayan- küçümseyen- bakışlarıyla, mimikleriyle ondan sıkıldığını hissettiren ya da daha önce sorduğu sorulara “cevapsız” kalarak, evladı sanki yokmuş gibi davranan yani bireyi “değersiz” hissettiren bir anne-baba ile nasıl bu konuda konuşacağını da bilmiyor. Bunca yaraya rağmen, cesaretini toplayıp kafasında ilk kez ebeveynlerinin fikrine zıt olan sorusunu soran birey, aldığı cevaptan tatmin olmayınca, itiraz edip, fikrinde ısrarcı olur. Mesele ilerleyince ebeveyn sesini yükselterek, baskın gelme çabalarına girer ve en son hakaretlere varan tepkiler ile ortada soruları cevapsız kalmış bir çocuk kalır. Ardından birkaç iletişim denemeleri daha ama nafile. 

Bu yazılanlar sadece bir örnek, toplumda çeşitleri çok fazla var. Bir örnek de okuldan, hatta benim ortaokul zamanlarımdan olsun. Sevdiğim bir dersten yazılı olduk ve yazılı sonucum beklediğimden düşük geldi. Hoca derste yazılı notlarını okurken el kaldırdım, “Öğretmenim, kâğıdımı inceleyebilir miyim?” Cevap; “Gel bak kâğıdına ama fazla verdiysem notunu kırarım!” Alttan gizlice bilinç altıma kazınan bir fikir: Bazı şeyleri sorgulamanın “cezası” olur. Evde sorgulayan ve azarlanarak bedel ödeyen çocuk, okulda sorgulayan notu kırılarak bedel ödeyen çocuk, ailesinin inandığı değerleri sorgulayan ve bedel ödeyen çocuk, devamlı “bastırılarak” bedel ödeyen çocuk…

Okunma Sayısı: 2354
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ozan

    22.1.2023 22:51:58

    MaşaAllah. Genç birinden gençlerin sorunlarını dinlemek çok güzel.

  • Neslinur

    10.1.2023 18:58:34

    Davranış Bilimleri Literatürüne girebilecek bir yazı. Hasan Hüseyin Uçar kardeşimizi tebrik ediyoruz.Maşallah.

  • Daniyal

    9.1.2023 17:31:05

    Tebrikler torunuma Rabbim devamını nasip etsin ilk yazı olmasına rağmen çok Güzel

  • Ömer

    9.1.2023 15:13:50

    Binlerce tebrikler ediyoruz. Özellikle 45/60 doğumlu arası abilerimizin önceliği harici dairelerdi. Maalesef iç daire öyle böyle es geçilmiş. Ümitvarız, Nesl-i Cedid geliyor. Sizin gibi genç kalemleri Yeni Asya Gazetesinde görmek istiyoruz.( Ayrıca siz değerli kalem erbabını tanımak isteriz).

  • Halide keçeli

    9.1.2023 14:50:21

    Tebrikler Hasan hüseyin kardeşim👏🏻 Tesbitiniz çok manidar. İstibdadın çeşitliliğini genç bir kalemden okumak ise etkileyici. Gençlerimizi anlamak ve onlara yakınlaşmak istiyoruz. Hürriyet ailede başlar . Hür ancak Abdullah olabilmek ince bir sır.. hürriyet adı altında şişirilmiş egoist nesillere de şahit olmak nazarımda hürriyeti (doğru )anlamayı gerekli kılıyor. Çözüm önerilerinizide bekliyor olacagız. Kaleminize kuvvet olsun…

  • Ahmet Yıldırım

    9.1.2023 12:11:50

    Muhterem kardeşim. ALLAH C.C senden razı olsun. Harika bir yazı. Devamını diliyorum. Kıymetli kardeşim. Gazetemizde senin gençlerin neler istediği hususunda neleri sevip neleden hoşlanmadığının sözcülüğünü yapsan çook iyi olur. Belki evde çocukları ile ilgilenen dışarda tslebeler ile ilgilenen anne baba abla ağabeyler okurda ona göre davranırlar. Vesselam.

  • Mustafa yaprak

    9.1.2023 11:45:21

    Tebrikler. Harika tesbitler. Sizinle bu konuda görüşmemiz gerekiyor. Gençlik şura'larında çalışmalarımız olabilir.

  • Yahya YILDIZ

    9.1.2023 08:14:10

    Canı gönülden Tebrikler Hüseyin kardeşim...Tespitler oldukca doğru ve isabetli olmuş...Sadece "oluşum" gibi uydurukca değil de "durum, vasat" gibi kelimeleri kullanmak daha iyi olurdu. Yazılarının devamını diliyorum...Maşallah, Barekallah...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı